Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen denizleri ve denizciliğe gereken önemin verilmediğini söylemek doğru olur. Bırakalım denizlerdeki sportif ve turistik faaliyetleri, denizlerden ekonomik anlamda dahi yeterince yararlanılamadığı ortada. Devlet politikası olarak hiçbir zaman benimsenmemiş ve desteklenmemiş olan denizdeki ekonomik faaliyetlerinin, denizci girişimcilerin kişisel çabaları ile güçlükle devam ettirildiği söylenebilir.
Bu girişimciler denizdeki faaliyetlerini sürdürebilmek için büyük emek ve mesailer harcamakla kalmıyorlar, bir de devletimiz denizdeki ekonomik faaliyetlere ket vuran çeşitli yasal düzenlemelerle ve hukuka aykırı uygulamalarla mücadele etmek zorunda kalıyor.
Bunlar ekonomik faaliyet ve maddi bir karşılığı var diye düşünülerek sineye çekilebilir. Peki son vergi kanunu düzenlemesi ile sportif faaliyetlerde kullanılanlar da dahil tüm şahsi deniz araçlarındaki KDV muafiyetinin kaldırılması nedir? Devlet karadan denize baktığından, denizde yapılan her türlü faaliyeti gereksiz ve lüks buluyor ve bunun sportif faaliyet olması dahi bu bakış açısını değiştirmiyor. Yeni vergi kanunu düzenlemesinde, şahsi deniz araçlarından KDV muafiyeti kaldırılırken, ayrıca ‘’sportif amaçla kullanılan deniz araçları’’ olarak ısrarla belirtilmesi ise, artık pes dedirtti.
Ülkemizde futbol dışında bir sporun desteklenmediğini ve futbolun da toplumu konsolide etmek gibi bir etkisi olduğundan, siyasetin işine geldiği için desteklendiğini söyleyebiliriz. Yani futbolun da böyle bir etkisi olmasa, spor olarak destekleneceğini sanmıyorum. Bu nedenle devletin de karadan denize bakışı ile lüks ve gereksiz bir faaliyet olarak algılanan denizdeki spor faaliyetlerinin desteklenmemesine şaşırmamak gerekiyor. Birçok kişinin, devede kulak olarak algıladığı bu durumun, aslında çok uzun vadeli kelebek etkisi görülmüyor.
Tüm ekonomik zorluklara rağmen, spor branş kulüplerinin ve yöneticilerinin kişisel çabalarıyla yürütülen denizdeki sportif faaliyetlerde kullanılan deniz araçlarının tamir, tadilat, çekek hizmetlerindeki KDV muafiyetinin kaldırılması, denizdeki spor faaliyetleri için ekonomik bir yüktür. Bu yük neden can çekişen sporlara, bizzat devlet eliyle yüklenir, gerçekten akıl almıyor. Allah’ın yarattığı deniz yasak mıdır, günah mıdır anlamadık. Oysa, medeni devletler spor branşlarını destekleyerek, halkların mental ve fiziki sağlığını korumaya çalışır. Maalesef bizde böyle değil. Spor yapabilmek için, vatandaşlarımızın bir de devletle mücadele etmesi gerekiyor.
Neticede, bu kanun metninin yasal süresi içerisinde iptal edilmesi için, şahsi tekneler sözünün yanına manasız şekilde monte edilmiş olan, sportif amaçlı kullanımlarda da dahil deniz araçlarından KDV muafiyetinin kaldırılması hükmüne karşı Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açılması gerekmektedir. Vatandaşların kanun iptaline karşı şahsi olarak dava açma yetkileri yok. Dava açma yetkisine sahip olan siyasi partiler ve deniz sporu faaliyeti yapılabilen kıyı bölgelerin milletvekillerinin, bu davayı açmaları ve partilerine açtırmaları gerekmektedir. Aksi halde onların da bu devlet politikasını destekleri anlamını çıkaracağız.