Dünyanın birçok ülkesinde inşaatlar yapan, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Rusya’da çalışan, yüzlerce milyon dolarlık projelere imza atan, iş insanı İsmail Bal, kendini ve şirketini anlattı…
S – İsmail bey merhaba. Öncelikle sizi tanıyalım.
C -Ben İstanbul’da doğdum büyüdüm. İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi’ni 1979 yılında bitirdim. Sonra çalışma hayatımın tamamı Kuzey Afrika Ülkelerinde Ortadoğu’da ve Avrupada geçti. Buna biraz kader diyelim. Mezun olduktan sonra aldığım ilk iş teklifi Tekser İnşaat’dan geldi. Tekser’ın Libya’da çalıştığı büyük bir alt yapı tesisinin saha mühendisi olarak işe başladım. Sonra hayatım oralarda geçti. Tabii yurt dışında çalışmanın maddi avantajları da her dönemde pek çok genç mühendisin rüyası oluyor.
Uzun yıllar Libya’da çeşitli şehirlerde cok büyük projeleri yonettim. Tobruk’ta atık su projesi, Misurata’da altyapi, elektrik, su, yollar, atik su aritma tesisi projesi, Tripoli’de servis istasyonları, gıda ve ilaç labaratuvarları, idari binalar gibi yüzlerce milyon dolarlık inşaat projelerini idare ettim.
Sonra aynı şirketin İş Geliştirme Müdürü olarak Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Rusya’da çeşitli ihalelere katıldım.
Metro projeleri yapan Fransız Alstom firmasında bölge sorumlusu olarak Kahire, İstanbul ve Atina metrolarını yaptırdım. 4 yıl gibi bir zama diliminde de Paris merkezli olarak çalıştım.
2008’de kendi şirketim olan Update’i kurdum. Libya, Sudan, Kuveyt, Cezayir ve Fas da çeşitli iş ortaklarıyla büyük projelerin içinde yer aldım. Kuveyt Üniversitesi, Kuveyt Başkanlık Sarayı, Cezayir’de 1000 konutluk yeni uydu kent, yine Cezayir’de 1400 konut, Fas’ta 1200 konut, Libya’da 170 km yol yapımı işleri gibi, yüz milyonlarca Euro tutarında işler.
S – O zaman Arapça bile öğrendiniz herhalde.
C- Evet İngilizce’den sonra çok iyi bildiğim bir dil oldu Arapça. Bu iş deneyimi ile ayrıca Rusça, Ispanyolca ve Fransızca konuşabiliyorum.
S- Peki Bodrum’da ne işiniz var?
C- Biraz erken emeklilik biraz da pandemi döneminin özel sartları beni Bodrum’da iş yapmaya yöneltti. Küçükbük’te 30 senedir bir evim var. Yurt dışında çalışırken çok az gelebildim. Hayatımın daha çok sakinlik aradığım döneminde, daha çok Bodrum’da vakit geçirmeye başladım. Evde bir sürü tadilat işi vardı. Kiminle konuşsam yapılacak işleri profesyonelce ele almadılar. İşe bütünlüklü bakmadılar. Bu süreçte gördüm ki sadece bizim koyda değil, bütün çevre yerleşimlerde hep aynı sorun var. İşin ehilleri çok az. Diğer taraftan neredeyse herkes iş kalitesi, zamanlama ve fiyatlardan şikayet ediyor. Özellikle zamanlama, yani iş için belirlenen süreler inanılmaz uzun olmasına rağmen onlara bile uyulamıyor
Biraz da mizah katarsak meslekten olanlar iyi bilir. BS diye bir kavram vardir. Acilimi British Standart demektir. iş programından malzeme seçimi, yapı kalite kontrolu dahil tüm işleri kapsar ve uyulduğu zaman mükemmele götürür. Tüm yurtdışı işlerde uygulanir. Biz burada Bodrum’daki projelerdede bunu uygularız. Bu arada ilk zamanlarda keyif ile gördük ki herkes bunu uygularmış. BS e rağmen nasıl bu kadar yavaş ve özensiz çalışıldığını arastırınca da karşımıza buradaki BS in British Standart değil Bodrum Standart olduğu gerceği çıktı.
İşin aslı biz genelin aksine taviz vermeden gerçek BS i yani British standartlari uygulamaya devam ediyoruz.
Kendi evimi niye kendim yapmayayım diye düşündüm. İstanbul’daki ekiplerimle, ki bu ekipler yurt dışındaki projelerde yıllar boyu çalıştığım ekiplerdir, yani mimari çizimler, hatta çok güvendiğim ustalarla işe giriştim. Bir çeşit kendi evim kendi show room’um oldu. Sonra bizim sitede komşular, çevredeki arkadaşlar, tavsiye ile Bodrum’a yerleşmek isteyen yabancılara çeşitli projeler yaptım.
S – Peki sizin farkınız ne?
C -Özellikle yurt dışı deneyimim ve iyi bir ekibimin olması diyebilirim. Yeni yapı malzemelerini tanıyoruz. Yeni nesil yaşam alanları tasarlıyabiliyoruz.
Şundan çok eminimki müşterilerimize işin süresini verirken bunu gün sayısı olarak söyleyen, bunu da taahhüt olarak verebilen çok az firmadan biriyiz. Uzun yıllar yurt dışında çalışmanın verdiği alışkanlık ile az önce bahsettiğim gibi iş süresini gün olarak koyup bunu da taahhüt edebiliyoruz. Hatta sözleşmemize kendi alehyimize gecikme cezası şartı dahi koyuyoruz. İşin sırrı ise basit… Herkesin bildiği motto… Vakit nakittir… Bunu uygularsanız hem uygulayan taraf hem müşteri kazanıyor. Bir de tahmin edebileceğiniz gibi iş süresini kısıtlı tutarak olası fiyat artışlarından müşteriyi korurken, kendimiz de iş süresinin kısa olmasından dolayı müşteriye en iyi fiyatı verebilmiş oluyoruz.
Ayrica Müşterilere -tabii tadilat işlerinde bunlar cogunlukla hanımefendiler oluyor- özel çözümler sunabiliyoruz. Kısaca tadilat işlerinden, banyo- mutfak – bahçe yenilemeye, elektrik, mekanik, tesisat değiştirmeye hatta sıfırdan yeni konut yapmaya kadar hizmet veriyoruz. Ayrıca çok dil bilmem yabancı müşterilerle iyi bir diyalog sağlıyor.
S- Bodrum’u nasıl tanımlarsınız?
C -Dünyanın pek çok yerini gezdim, 9 ayrı ülkede çalıştım. Türkiyenin hatta dünyanın incisi İstanbul’da doğdum büyüdüm. Ama Bodrum diyince akan sular durur. Biraz klişe olacak ama yarım adanın her yeri başka bir cennet.
S -Boş zamanlarınızda ne yaparsınız?
C-Bir çeşit işkoliğim. Yaptığım tüm projeleri birebir takip etmeyi severim, bu nedenle hala zamanın çoğu şantiyelerde geçiyor.
Onun disinda çok kitap okurum. Gezi, roman, biyografi, tarih en sevdiğim alanlar. Seyahat etmeyi çok severim. Kimsenin gitmeyi tercih etmediği coğrafyaları keşfetmek isterim. Her çeşit müziği dinlerim. Özellikle yerel müziklere bayılırım. Basketbol ve Tenis oynarım.