9 Kasım 2023 tarihli yazımda Bodrum’un 30 yıldır bekleyen ve giderek kangrenleşen alt yapı ve üst yapı sorunlarının 50 yıllık ihtiyaca göre kökten çözümü için minimum 20 milyar TL kaynak gerektiğini bildirmiştim.
Vizyonsuzluk, stratejik- master planların oluşturulamaması ve gereksiz siyasi sürtüşmeler sonucu bu günlere geldik. Bu demek oluyor ki yeni seçilecek Bodrum Belediye Başkanının işi bir hayli zor. Ateşten gömleğe talip olan babayiğide Allah kolaylık versin.
Aslında şu gerçeği de göz ardı etmeyelim, Bodrum’un devasa sorunlarının çoğu Muğla Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda. Bu ihmalin baş aktörü Büyükşehir, Bodrum yarımadasındaki su, arıtma, trafik… gibi ana sorunların kendi görevi olduğunu bilmiyor muydu? Biliyor idiyse niçin şimdiye kadar çözmedi? Bunun adı Bodrum’u cezalandırmak veya iş bilmezlik değilse nedir?
Dolayısıyla faturanın tamamını Bodrum Belediyesine kesmek haksızlık olur. Siyaseten kolayımıza gelebilir ama doğru olmaz. Bodrum sütten çıkmış ak kaşık değil elbette. Gerekirse Büyükşehirle ters düşmeyi göze alıp Bodrum’un hakkını aramalıydı. Ayrıca çarpık ve yoğun yapılaşma, taşıma kapasitesini gözetme, koruma kullanma dengesi, doğal yapıyı koruma, çevresel hassasiyetler… gibi konularda tabii ki Bodrum Belediyesi’nin bocaladığını kabul etmeliyiz.
Yanlışı savunma gibi bir gaflete düşersek doğruya ulaşamayız. Hele bu reflekse dönüşürse gözüne mertek de soksan anlamaz. Bunun adı siyasi körlüktür. Hatalarımızı bilelim ki önlemlerimizi ona göre alalım.
20 milyar lirayı sakın abartılmış bulmayın. Bu minimum hesaplama. İnce detaylara girersek rakam 30 milyara çıkıyor. En azından 10 milyarlık kaynak seçimlerden sonra bulunmalı. Acil eylem planı kapsamında acilen harekete geçilmelidir.
Seçilmiş Başkan olarak, seçilmiş Hükümetin ilgili Bakanlıklarıyla öyle bir eş güdüm içinde çalışmalıyız ki, 9 milyarı bulan Bodrum’dan elde edilen turizm gelirlerinin yarısı her yıl Bodrum’a aktarılabilsin. Stratejiniz yoksa, projeniz ve vizyonunuz yoksa, hele hesap ve ikna kabiliyetiniz yoksa, en önemlisi diyalog kapılarını kapatırsanız Ankara’da muhatap bile bulamayacağınız gibi Bodrum’a kötülük yapmaya devam edersiniz.
Diyelim ki bunu beceremedik. Dünyanın sonu değil. İş bilenin kılıç kuşananın demişler. Dünyada ve Türkiye’de yap-işlet-devret denen bir model var. Yeter ki teklif projeniz rantabl olsun, kazan-kazan olsun. Artık yapın bir şeyler. Ey siyasetçiler! Ey seçilmişler! Elinizi çabuk tutun. Bıçak kemiğe dayandı.
Önümüzde cenaze gibi duran su sorunun çözümü için Büyükşehir Belediyesi’ne sorulacak iki basit soru var. Birincisi; Bodrum’da kaç su aboneniz var? İkincisi; Bodrum’dan su, atık ve tabela, totem ve bilboard cironuz ne kadardır? Eminim ki buradan alacağımız cevap, yap işlet devret yatırımcıları için oldukça cazip olacaktır.
Bodrum’un liman, otogar, su, reklam… gibi ana gelirlerine çök, ondan sonra hala su sorununu çözme. Olacak iş değil. Ey Bodrum! Büyükşehir ile siyasi ilişkilerim bozulmasın diye sus pus olursan bedelini seçimde ödersin. Ankara ile sürtüşmeyi meslek edinirsen, DSİ’yi günah keçisi yaparak günü kurtarmaya çalışırsan Bodrum’un hiçbir sorununu çözemezsin vesselam.
Kimse seçmeni hafife almasın. Bodrumlu seçimde inceden inceye bunların hesabını yapacak ve ona göre kararını verecektir.
Baş Atamız Oğuz Kağan 5 bin yıl önce bakınız ne güzel söylemiş;
“Aşını, eşini, işini bil; bin bilsen de bir bilene danış; Bin dost az, bir düşman çoktur. Bir korkak bir orduyu bozar.”
Umarım adaylarımız ve siyasetçilerimiz binlerce yıl öncesinden bugünlere ışık tutan bu muhteşem sözlerden ibret alırlar da, kendilerine biraz çeki düzen verirler.
Siyaset ve liderlik bir bilene danışma sanatıdır. Siyaset düşman edinme değil, dost kazanma ve iletişim sanatıdır. Siyaset strateji ve ortak akıl üretme sanatıdır. Bu meziyetler varsa hodri meydan, dükkan senin.
Helal süt emmiş, kul hakkına ve kamu malına el sürmeyecek kadar namuslu, Bodrum’u satmayacak kadar onurlu, akıllı ve vizyoner adaylara, onun bunun kuklası değil, kendini Bodrum’a adayan adaylara sözüm şu; YOL AÇIK, YOLA ÇIK.
Seçmene de bir çift sözüm var; “İnsanlar layık oldukları şekilde yönetilir.”
Hoşça kalın! Lidersiz kalmayın!
Bu önemli ve hassas konu ancak bu kadar güzel ifade edilebilir. Başkan adaylarının nasıl bir sorumluluğun altına girececeğinin ve Bodrum’un nasıl bir başkan seçmesi gerektiği apaçık ortada.