Muğla’nın Bodrum ilçesindeki Bodrum Kadın Dayanışma Derneği tarafından Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında yürüyüş düzenlendi.
Tepecik Meydanı’nda ellerinde davullar, sokak süpürgeleri ağızlarında düdükler ve mor bayraklarla toplanan yaklaşık 200 kadın, yaklaşık 1 kilometre ilerideki Belediye Meydanı’na yürüdü.
BODRUM CADDE VE SOKAKLARINI İNLETTİLER
Ellerinde “Feminist Mücadelemizle Yaşamı Birlikte Kuracağız” yazılı pankart ve Korkmuyorum Çünkü Kadınlar Var, Yıkımı Yaratanlar Yaşamı Kuramaz, Fıtratımızda Direniş Var yazılı dövizler taşıyan kadınlar Belediye Meydanı’na kadar süren 1 kilometrelik yürüyüşte, davullar ziller çaldı düdükler öttürdü. Her dilde ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ yazılarının yer aldığı yürüyüşte ‘Kadınlar Artık Susmayacak’, ‘Yaşasın Kadın Dayanışması’, ‘Kadınız Tarafız Susmayacağız’, ‘Kadınlar Buraya Dayanışmaya ve ‘Erkek Adalet Değil Gerçek Adalet’ sloganları atıldı.
BÜTÜN DÜNYA KADINLARININ SESİNİ YÜKSELTMEK İÇİN BURADAYIZ
Belediye Meydanı’nda kadınlar adına açıklamayı avukat Ceren Cansu sayın yaptı.
Sayın açıklamasında “Bugün geceleri, sokakları, meydanları kadın düşmanlarına bırakmayacağımızı tekrar haykırmak için buradayız.Direnişi her şeye rağmen terk etmeyen Akbelenli kadınlar ile dayanışmak için buradayız.
Deprem bölgesinde hala barınma hakkı için mücadele eden kadınların sesini Bodrum’a taşımak için buradayız.Bugün hiç tanımadığımız ve belki hiçbir zaman tanımayacağımız bütün dünya kadınlarının özgürlük ve eşitlik mücadelesini yükseltmek için buradayız, her yerdeyiz!” dedi.
BURADAYIZ, ÖFKELİYİZ, EN ÇOK DA FEMİNİST İSYANIMIZLA BURADAYIZ.
YAŞASIN FEMİNİST MÜCADELEMİZ! YAŞASIN FEMİNİST ÖFKEMİZ!
Sayın açıklamasının devamında “Geçtiğimiz yıl yaşadığımız depremi ranta dayalı imar politikalarıyla kocaman bir afete dönüştüren siyasal iktidar, yarattığı krizin hiçbir sorumluluğunu üstlenmiyor.Bununla da kalmayıp yerel seçimlere giderken “bize oy vermezseniz işte böyle olur” nidalarıyla tehdit eder bir yerden siyasetten medet umuyor. Bir yandan yağmacı, rantçı ve sorumsuz yerel yönetimler örgütleyen bir iktidarla mücadele ederken, diğer yandan feminist hareketin bütün kazanımlarından yararlanan ancak en az iktidar kadar sorumsuz davranan bir muhalefetle, kadınların siyaset yapma iradesini kotacılığa indirgeyen, seçilmesi mümkün olmayan yerlerden kadın adaylar göstererek, kadınlara bildik manipülasyon siyasetini yürüten muhalefetle yerel seçimlere gidiyoruz.
Anayasaya saldırıyorlar, kendi mücadelemizle kazandığımız haklarımızı kadınlardan çalmaya çalışıyorlar, eşit yurttaşlık haklarımızın
güvencesi olan Laikliğe saldırıyorlar, erkek şiddetini meşrulaştırıp, hayatta kaldığımız için biz kadınları cezalandırıyorlar” ifadelerini kullandı.
YALNIZ HİSSEDELİM İSTİYORLAR!
Sayın açıklamasının sonunda ise “Şiddete uğradığımız, istismar edildiğimiz, varlıklarımızın yok sayıldığı, özel alanlarımızın gasp edildiği “kutsal aile”lerinde sessiz ve itaatkâr olmamızı istiyorlar. 1 yıl içinde 403 kadının çok büyük bir kısmı “kutsal aile” dedikleri yerlerde katledildi. İşte, tam bu noktada artık Feminist olmanın tercih değil, biz kadınlar için bir zorunluluk olduğunu vurgulamak bizlerin tarihsel sorumluluğudur. Bazen yalnız hissediyoruz, çaresiz hissediyoruz; yorgunuz, bedenlerimiz zihinlerimiz kuşatma altında, fakat işte buradayız. Duygudaşlığımızla, feminist yoldaşlığımızla en çok da öfkemizle buradayız, her yerdeyiz.Bir yere gitmeye de niyetimiz yok. Dünya bizim, size bırakmayacağız.
Erkek şiddetinin sistemli saldırısı altında; cinsiyetçiliğe, transfobiye, homofobiye, ırkçılığa, patriyarkal emek sömürüsüne karşı sesimizi yükseltmeye ve her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz.Yaşasın Feminist Mücadelemiz!Yaşasın Feminist Öfkemiz!YAŞASIN Feminist isyanımız” sözleri ile açıklamasını tamamladı.