Her seçim döneminde temcit pilavı gibi öne sürülen, seçmeni konsolide etmeye yönelik taktikleri Bodrumlu artık yemiyor. Laikliği, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti seçim malzemesi yapmak prim yapmadığı gibi bu değerlerin istismarı toplumun büyük ekseriyeti tarafından tepkiyle karşılanıyor.
“Öcü geliyor” türünden çocuk korkutmaya yönelik teraneler nihayet “çağdaş hurafeler çöplüğü”nde yerini aldı. Böylece içi boş, inandırıcılıktan uzak gerçek dışı algı operasyonlarıyla iktidar olunamayacağı anlaşılmış oldu. Seçmen yaşamını kolaylaştıracak ve geleceğini güvence altına alacak yerel projelere ve hizmetlere bakıyor.
Bizi yıllarca oyalayan, milli ve mahalli enerjimizi yok eden dayatmalardan kurtulduk derken, artık Bodrum’un kangrenleşmiş sorunlarına hep beraber Bodrumluluk bilinciyle konuşmaya başlamak üzereyken dedikodu, entrika, ayak- aday oyunlarıyla ve skandal ses kayıtlarıyla bir anda ortalık toz duman oldu.
Bu akıllara zarar gelişmeleri Bodrumlu seçmenler olarak ağzımız açık izliyoruz. +18 türünden ağza alınmayacak küfür ve hakaretler, suçlamalar ve iç hesaplaşmalar siyasetin havasını öyle bir zehirledi ki, korkarım maskeyle dolaşmak zorunda kalacağız(!)
Aslı var mı yok mu, ona yargı karar verecek ama Bodrum seçmenini aptal yerine koymaya kimsenin hakkı olmasa gerek. Seçmen bu pespayeliğin ve ilkesizliğin, bu rant sarmalının hesabını gün gelir sorar. Bu durumda seçmen haklı olarak soruyor, “Bodrum’u bunlar mı yönetecek?
Çok yazık ediyorsunuz. Hem Bodrum’a, hem kendinize, hem de Bodrum’un naif politik kültürüne zarar veriyorsunuz. Çünkü Bodrum bu denli kirli siyaseti hak etmiyor. Gençlerimizin politik heveslerini söndürmeye ve geleceklerini karartmaya hakkınız yok. Lütfen kendinize gelin. On paralık geçici makam ve dünya hırsı için değmez. Mert olun, ok gibi doğru olun, kul hakkına girmeyin. Hiçbiriniz vazgeçilmez değilsiniz. Bulunmaz Bursa kumaşı hiç değilsiniz. Lütfen seçmenin oylarıyla verdiği yetkiyi kötüye kullanmayın. Halk o yetkiyi verdiği gibi elinizden almasını da bilir.
Ancak, sokaklara kadar yayılan bu sosyolojik ve travmatik lağımın hesabını, kim sorumluysa vermelidir. Zira Bodrum ilk defa bu siyasi etik ve edep cinayetleriyle politik fetret dönemine girmiştir. Bu durumda Bodrum’un cari siyasi erki şaibe altındadır. Ya çekilin, ya da aklanıp yolunuza devam edin. Çünkü Bodrum bu yükü daha fazla taşıyamaz. Zira bu siyaset tarzı Bodrum kültürü ve geleneği ile örtüşmüyor.
Ama her şeye rağmen, çocuklarımıza yaşanılası bir dünya ve Bodrum bırakmak için insani ve milli değerlerimizi önceleyen etik siyaseti filizlendirmeye mecburuz.
Osmanlı döneminde Belediye başkanının karşılığı, “şehremini” idi. Yani; şehir sakinlerinin kendisinden emin olduğu ve şehrin kendisine emanet edilen kişi demek. Bugün Bodrum’da yaşananlardan sonra yorumu size bırakıyorum. Bodrum’u kime emanet edeceğiz?
Özet olarak; Bodrum’a lazım olan, liyakatli partiler üstü hizmet adamıdır, onun bunun adamı değil. İç çekişmelerle, dedikoduyla, ayak oyunlarıyla, ses kayıtlarıyla Bodrum’un kaybedecek vakti yok. “ortak akıl ittifakı” ile işi ehline vermekten başka çaremiz yok.
Hoşça kalın.