İtiş kakışla çok şey kaybettik şu Bodrum’da… Bakıyorum da, aradan geçen onca yıllara ve kayıplara rağmen garb cephesinde değişen çok bir şey yok. Politize olmuş siyasetçiler, gözleri ranttan başka bir şey görmeyen muhterisler, bir de aymazlık kayığına bindirilmiş boşvermişler öyle top çeviriyorlar ki, dönen fırıldaklar şeytanın bile aklına gelmez.
Son günlerde yaşananları sıradan bir kayıkçı kavgası olarak geçiştirmek gerçekten saflık olur, Bodrumlu’yu hafife almak olur. Olanın bitenin, Cennette ve cehennemde kopan fırtınaların bal gibi farkında. Ancak Bodrumlu’nun bazen soruna dönüşen ve bedeli ağır olan bir maliyeti var; SABIR.
Tamam, sabır da nereye kadar? Bir gün gelir, bu SABIR kaya olur, taş olur, sel olur ve Bodrum’a yanlış yapanlar, ihanet edenler bu taşın altında kalır.
Lütfen açık olalım, net olalım. İki günlük dünya hayatı için bu kadar fırıldak çevirmeye değmez. Arkamızdan lanetle değil de, Bodrum ve insanlık için yaptığımız iyiliklerle ve rahmetle anılmak istiyorsak lütfen kendimize gelelim. Gerekirse sil baştan bembeyaz sayfa açıp BODRUM destanını hep birlikte yeniden yazalım.
Cennette şeytan taşlamaktan salavata vakit bulamayanlara da sözüm şu; hatasız kul olmaz, hatadan dönmek erdemli kişilerin işidir.
Genel bir hesaplaşmadan ve yüzleşmeden sonra inanıyorum ki hem zihinlerimiz hem de yerel politikamız arınacak. Gelin şu güzel beldemizde önce yeniden güveni, kardeşliği tesis edelim, ardından da kamuoyunun sesine ve taleplerine kulak vererek Bodrum’u 2050 yılına birlikte hazırlayalım.
Allah aşkına nedir bu yaa! Dedikodu duymaktan, hatta ona buna çamur atanları izlemekten içimiz karardı. Bu tarz-ı siyaset Bodrum’a yakışmıyor. İnsan kendine yakışanı yaparmış. Erdemli insan ise vicdan-akıl ve bilim süzgecinden geçeni…
Siyaset aslında, topluma hizmet etmenin ilim ve sanatıdır. Onun, bunun ayağına çelme atma, ona buna rant sağlama, kendinden olmayanları ötekileştirme, iftira atma işi değildir.
O nedenledir ki seviyeli, kaliteli ve onurlu siyaset yapanlara, yapmak isteyenlere bir önerim var; gelin şu bahsettiğim ‘BODRUM ORTAK AKIL PLATFORMU’ nu birlikte harekete geçirelim, seçilmişlere de, atanmışlara da projeler sunalım, onların işini kolaylaştıralım, doğru kararlar almalarına yardımcı olalım. Yanlış yapanların ise, Demokles’in kılıcı gibi enselerinde olalım.
Ocak ayını neredeyse yarıladık. Yağışlar yeterli değil, barajların dibi göründü. Dolayısıyla yeraltı su kaynakları da, yukarıdan beslenmediği için, süratle azalacak.
Durum böyle olunca görünen köy kılavuz istemez. Olacak olanı söyleyelim; Bodrum’u çok ciddi su kesintileri bekliyor. Hele bunun sezonun ortasında turizmi nasıl baltalayacağını tahmin etmek o kadar zor olmasa gerek.
İklim değişikliğinin, küresel ısınmanın doğal bir sonucu olarak önümüzdeki yıllarda bu sıkıntı daha da artacak.
Peki yöneticilerimizin, belediyemizin bu konuda bir öngörüsü veya projesi var mıdır? Ben duymadım, varsa açıklasınlar ki rahatlayalım.
Bodrum’un gelecek “SU KRİZİ”nden etkilenmemesi için alınması gereken önlemler üzerinde kafa yormak, beyin fırtınası ve bilimsel çalışmalar yapmak zorundayız.
Yıllar önce yazdıklarımı güncelleyerek tekrar hatırlatmak istiyorum; Yarımada’nın su sorununu çözmek için aşağıdaki kısa, orta ve uzun vadeli projeleri öneriyorum;
Kısa vadede;
1) Tüm hane ve işletme sahipleri, hazırlanacak olan “Suyu Kullanma Kılavuzu” eşliğinde eğitimden geçirilmeli, tüm yarımada yaşayanları bu konuda bilinçlendirilmelidir. Bu proje, Çevre Bakanlığı, Milli Eğitim ve Bodrum belediyesi üçlüsü birlikte yaparsa ancak başarılı olur.
2) Geçmiş tüketim ortalamaları dikkate alınarak suyu tasarruflu kullanan abonelerin faturalarında ciddi indirimler uygulanılabilir.
3) Bahçe sulamasında içme suyu kullanımına son verilmeli. Bunun için atık sudan elde edilen geri dönüşüm suyu için her haneye ikinci hat döşenmelidir.
4) Teknik bir mühendislik çalışmasıyla musluktan ve duş tabancalarından akan suyun debisi düşürülmeli, tuvaletlerdeki rezervuarların hacim kapasitesi yarıya indirilmelidir.
ORTA VADEDE;
1)Yağmur sularını bir havzada toplayan ve tekrar şehir şebekesine dahil eden sistemin proje çalışmaları şimdiden başlatılırsa 10 yılda ancak yetişir.
2)”Ters osmos” sistemiyle denizden tatlı su elde etme projesi başlatılmalı, bunun alt yapı ve yatırım çalışmaları programa alınmalıdır.
UZUN VADEDE;
1)Sayın Tuğrul Acar’ın başkanlığı döneminde fizibilitesi yapılan ancak siyasi kaprislere kurban edilen Dalaman çayından Bodrum’a içme suyu getirme projesi kaldığı yerden devam etmelidir.
2) Mumcular, hatta Milas sınırları dahil Yarımada’da Bodrum Belediyesi’ne ait baraj imkanları teknik olarak araştırılmalıdır.
Bunlar sadece ham önerilerdir. Bodrum Belediyesi nezdinde oluşturulacak teknik ekip projeleri geliştirir ve uygular. Uzmanlar, ilgililer, sorumlular üzerinde çalışır ve Bodrum’un asırlık su sorunu çözülmüş olur. Şunu unutmayalım ki sadece Geyik Barajı ve kuyular artık Bodrum’un ihtiyacını karşılamıyor. Lütfen, bu gerçeği önceden görelim ve önlemlerimizi ona göre alalım.
Bırakalım Cennet köyünde şeytan taşlamayı, hizmete odaklanalım, hep birlikte Bodrum’u 2050’ ye hazırlayalım…