Bodrum’da evler ve oteller yaz aylarında yaşamak üzere planlanmış. Havaların her mevsim ısıtmaya gerek duyulmayacak şekilde devam etmediğini kimse kabul etmek istemiyor. Herkes Bodrum’a yazlık mekanlar gözüyle bakıyor. Oysa ki Bodrum’da yaz kış devam eden bir yaşam sürmeye başladı. Şehirlerden göç eden aileler yazlık evlerde baharı ve kışı zor geçiriyor.
Otellerin bir kısmı kış mevsiminde de açık. Müşteri kabul ediyorlar. Otellerde, işyerlerinde yatırım yaparak sadece dört beş ay çalışmanın yeterli olmayacağı ortada. Bazı işletmeciler otellerini açık tutmak da zorlanıyorlar.
Mevsimin soğuk geçtiği zamanlar çok kısa olsa bile ısınmaya ihtiyaç duyuluyor. Evlerinde toplam iki tondan daha fazla odun yakanlar bile var. Elektrikle ısınarak, klimalardan medet umarak soğuk havaları geçirmek mümkün değil. Başka yakıtlara ihtiyaç var. Bu nedenle baca açtırarak odun sobaları kuranlar çoğunlukta. Bir nostalji yaşatsa da bu yöre için bu imkanları yaratmak, odun depolama işini çözmek çok da kolay değil, her evin buna imkanı yok. Evleri yeni yaşama sokmak için uğraşmak gerekiyor. Yılın bazı ayları beklenilmeyecek şekilde soğuk geçince Bodrum’da yaşamak için çabalamak gerekiyor. Birçok sahil yöresine doğalgaz geldi bu sorun çözüldü. Henüz Bodrum ile ilgili bir söylenti bile duymadık. Sanırım uzun zaman daha beklenecek. İnanın nerede bizim doğalgazımız diye seslenmek istiyoruz. Gelecek yanıtı biliyorum. “Orası Bodrum.”
Sizlerle bir anımı paylaşmak isterim;
Bir gün otelimize gelen turistlerden birisi üşüdüğünü söyledi. Güneş aniden kaybolmuştu. Hava soğuktu yağmurluydu. Biz de kendisine, aylardan mart , en azından bir uzun pantolon ve üzerinize yağmurluk giymesini spor ayakkabıyla dolaşmasını önerdik. Çok şaşırdı. Aldığımız yanıt oldukça eğlenceliydi.
“Ama burası Bodrum. Ben böyle bir hazırlıkla gelmedim ki…”
Çok haklıydı, burası Bodrum; güneşin ve havanın cömert olduğu, insanların en rahat giysilerle dolaştığı bir yer. Dört mevsimin yaşandığı bir ülkede olduğumuzu unutturacak kadar güneşli günler de geçip gidebiliyor.
Bodrum’daki iki katlı merdivenli binalar; genç, yaşlı herkesi yeni bir arayışın içine soktu. Ardı ardına binalara merdiven asansörleri yapılmaya başlandı. Bir kattan bir kata rahat inip çıkılmasını sağlayan bu asansörlere ihtiyaç büyük. Genelde dubleks veya tripleks evlerde asansörlere ihtiyaç olmadığı söylenemez. Her evde yaş almış birinin olduğunu düşünürseniz, buna bir de fıtık gibi nedenlerle merdiven çıkamayan kişileri de eklerseniz, en büyük ihtiyaç olduğunu görürsünüz. Ne kadar gerekli olduğunu kabul etmemek mümkün değil. Hastalıklar arasında ilk sıraları alan; bilek, diz ve sırt ağrıları. Yeni yapılan binalarda bu sorun daha inşaat zamanında çözülebilirse sıkıntılar yaşanmaz. Birçok güzel plaja da merdivenlerle inmek zorundasınız. Biz 21. Yüzyılda yaşıyorsak Hala onlarca basamağı inmek zorunda bırakılmadan rampalarla az da olsa sorunu hafifletebiliriz. Merdiven yerine rampalar ve merdiven asansörleriyle yaşamımızı kolaylaştırılabilirsiniz.
Binalar yaşatacak olan kişileri düşünerek yapılmaya başlanıldığında Bodrum’un değeri çok artacak.