Geçtiğimiz haftalarda gazeteci Fatih Bozoğlu, Umurca mahallesinde Aydem’in zamansız yaptırdığı altyapı-kazı çalışmalarını görüntülerken taşeron firma görevlileri tarafından darp edildi.
Peki olayın aslı-astarı neydi? Bu çağda, Bodrum’un göbeğinde bir gazeticinin işini yapması niçin engellenir? Biraz garip, bir o kadar da ilginç.
Gelin birlikte bu konuyu inceleyelim.
Her şeyden önce, herkesin ortak noktası şu ki; sezonun tam ortasında turist servisi yapan araçların en çok kullandığı bir caddede kazı çalışması yapmak akıllara zarar bir iş. Siyaseten ve ekonomik olarak topuğa sıkmak gibi bir şey…
Çok şükür, nazar değmesin. Kruvaziyer gemilerin biri geliyor, biri gidiyor. Her gelen gemi Bodrum çarşısına binlerce turist bırakıyor. Bu sayede esnafın yüzü üç yıldan beri ilk defa gülmeye başladı. Tam döviz basacağımız böyle kritik bir zaman diliminde sen tut, kör göze çomak sokarcasına yolları kaz. Olacak iş değil. Bu, akıl tutulması değil de nedir? Bilen varsa açıklasın.
Bu arada şu bilgiyi de paylaşayım, en çok kruvaziyer gemi gelen limanlar arasında Kuşadası ve Galataport’tan sonra Bodrum üçüncü sırada. Bu güzel gelişmeyi kimsenin baltalamaya hakkı yok. Böylesi bir fırsat kaç yılda oluştu biliyor musunuz? Esnafı, vatandaşı, turisti mağdur etmeye kimsenin hakkı yok.
Sonra neler yaşandı, bir de ona bakalım;
Öncelikle gazeteci arkadaşlarımızın tam tekmil Fatih Bozoğlu’na sahip çıkmaları meslek dayanışması ve demokratik tepki açısından yerinde ve doğru bir duruş olarak takdire şayandı.
Aydem’den de güzel bir yaklaşım geldi; taşeron firma elemanlarının yaptığı bu haddi aşan densiz saldırıya sahip çıkmadığı gibi, olayı kınadı. Aynı zamanda olayı kınadığını açıkladı. Fatih Bozoğlu’na da geçmiş olsun dileklerini, yaptığı basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu.
Ancak olayın faili değil ama müsebbibi olan Büyükşehir’den henüz tatminkar bir açıklama gelmedi. Gerekli ama zamansız olduğu için turizme zarar veren bu altyapı çalışması için günah keçisi aranırken Muğla Milletvekili M.Yavuz DEMİR’in Bodrum’da basın mensuplarıyla yaptığı toplantı tüm algıları alt üst etti.
Sayın Demir, basının önünde Aydem Bölge Müdürü sayın Mustafa Akdağ’ı arayarak durum hakkında açıklama istedi. Akdağ’ın bilgilendirmesiyle gerçekler su yüzüne çıkmış oldu.
Bölge Müdürü; “Aslında bizim alt yapı programımız 15 Eylül-15 Mayıs arasıydı. Ancak Muğla Büyükşehir Belediyesi bize, Mümtaz Ataman Caddesi’ndeki altyapı-kanalizasyon çalışmalarını bitirdim, üst zemin kaplaması yapacağım sonra kazı yaptırmam, Aydem’in de altyapı işi varsa açmışken yapın deyince biz de yapmak zorunda kaldık. Burada sorumluluk Aydem’de değil, Büyükşehir’dedir.” açıklamasını yapınca ortalık karıştı.
Aslına bakılırsa, eğri oturup doğru konuşalım. İcraat, milli ekonomi ve israf-maliyet dengesi açısından oldukça iyi niyetli. Ancak bu, sezon ortasında olacak bir iş değil. Kaş yapayım derken göz çıkarmaya ne gerek vardı. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin sorumlu müdürleri sezon gerçeğini, yaşanabilecek sıkıntıları, halkın tepkisini bilmiyor olamaz. Olan olmuş bir kere, yanlışı savunmanın, suçu ona-buna atmanın alemi yok. Hatayı görmek ve kısa yoldan dönmek de bir erdemdir. Kamuoyunun beklediği, bu davranış kurumu küçültmez aksine yüceltir.
O halde yapılması gereken nedir? Öncelikle Muğla Büyükşehir Belediyesi de Aydem gibi bu yanlış ve zamansız icraata onay veren bürokrattan hesap sormalı hatta mevzuata aykırı bir durum varsa hukuki kovuşturma başlatılmalıdır. Ayrıca bedel ödeyen Bodrum esnafından, çile çeken turistten ve turizmciden, görevi başında darp edilen gazeteci Fatih Bozoğlu’ndan özür dilemelidir.
Şayet Muğla Büyükşehir Belediyesi kamuoyunun beklediği bu açıklamayı yapmıyorsa geriye tek seçenek kalıyor; Aydem müdürünün yaptığı açıklamaları belgeleriyle yalanlamak ve bu fahiş hatanın müsebbibini ifşa etmektir. Bu kadar basit…
(*) Uzun zamandır ara verdiğim yazılarıma Bodrum Olay’da devam edeceğim.