Önceki yazılarımda Bodrum’un her alanda toplam kaliteyi yakalayabilmesi için “MARKA ŞEHİR” olma kriterleri üzerinde durmuştum. Böylesi köklü ve kalıcı yatırımlar için STK desteğinin şart olduğunu da vurgulamıştım. Hatta tüm bu süreçlerin her aşamasında gölge gibi bulunması gereken “Ortak Akıl Platformu” ndan bahsetmiştim. Ama en önemli hususu atladığımı asrın felaketi olarak şimdiden tarihe geçen ve hepimizi derinden sarsan Kahramanmaraş depremlerinden sonra farkettim.
MARKA ŞEHİR kriterlerinden en önemlisi meğer Bodrum deprem risk analizi olmalıymış.
Maraş depremlerindeki acılardan ve kayıplardan sonra anlaşılıyor ki aynı acıları yaşamamak için Bodrum deprem risk çalıştayını toplayıp, bilimsel veriler ışığında çıkacak deprem risk analizini acilen tüm proje ve planlara uygulamak artık hayati bir zorunluluk olmuştur.
Deprem bölgesinden dönen Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras ayağının tozuyla yaptığı basın açıklamasında “Bodrum 7 şiddetinde bir depreme hazır değil” diyerek bu acı gerçeği teyit etmiştir.
Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından 2021’de hazırlanan “Fay Üzerinde Yaşayan Kent Muğla Raporu” var. Ancak bu çalışmada Bodrum yok. Aşağıda rapordan bazı bölümleri paylaşacağım ve göreceksiniz ki, durum Bodrum için hiç de iç açıcı olmayabilir.
İşte rapordan bazı bölümler;
“ Muğla Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde Menteşe ve Milas ilçe merkezleri ile Muğla’ya bağlı köy ve belde niteliğine sahip 18 mahallesi doğrudan fay zonu üzerinde oturmaktadır.
…
“ Gerek Muğla ve ilçeleri, gerekse komşusu olan iller tarihsel (1900 öncesi) ve aletsel (1900 sonrası) dönemlerde yıkıcı depremlerle sarsılmış ve önemli hasara uğramışlardır.
JEOLOJİDE BİR TEMEL KURAL VARDIR: BİR YER GEÇMİŞTE DEPREMLERDEN ETKİLENMİŞ İSE GELECEKTE DE ETKİLENECEKTİR.”
…
“ Mikrobölgeleme çalışmaları ve Deprem Master Planı bir ilin depremle mücadelesinin temel adımları ve alınabilecek önlemlerin yol haritasıdır.
Mikrobölgeleme çalışmaları sayesinde zemin yapısı detaylı bir biçimde öğrenilir, deprem üretme potansiyeli olan diri faylar belirlenir ve böylece Deprem Master Planı doğru bir temel üzerine oturtulur.”
…
“MTA Genel Müdürlüğü tarafından yoğun depremlerin meydana geldiği alanlardan biri olan Muğla ili kıyı ve deniz alanları içinde kıyı ve denizjeoloji araştırmaları yapılarak, deprem üreten fayların YERİ, KONUMU ve DEPREM ÜRETME POTANSİYELİ gibi konular açısından incelenmesi, harita ve raporların hazırlanması, yukardaki çalışma sonuçlarından elde edilecek bilgiler ve diğer disiplinlerden (jeofizik, jeodeniz, inşaat, mimarlık, şehir plancılığı vd.) edinilecek bilgiler ve afet olasılıkları ışığında Deprem Master Planı’nın hazırlanması ve kentin gelişim ve yerleşim stratejilerinin yeniden belirlenmesi gerekmektedir. “
…
“Ayrıca; mikrobölgeleme çalışmaları kapsamında belirlenen diri fay hatlarının çevre düzeni planları dahil olmak üzere nazım ve uygulama imar planlarına işlenmesi, diri fay hatlarının sakınım bandı içinde kalan yapıların kentsel dönüşüm ve yenilenme kapsamına alınarak bu alanlarda yaşayan yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması, fay sakınım bandı içindeki alanlar için yapı sınırlanması getirilmesine vesile olacağını düşündüğümüz fay yasasının TBMM’de acilen görüşülerek yasalaşması gerekmektedir.”
Bilim adamlarımız daha ne desin? Kibarca uyarmışlar, felaket geliyor, önleminizi alın diye haykırmışlar. Daha da ne yapsınlar?
Sonuç olarak; Başta Sayın Kaymakamımız ve Belediye başkanımız olmak üzere, odalarımıza ve diğer STK’ lara önerimdir:
a) Yerel dinamiklerden ve uzman, tecrübeli bilim adamlarından oluşan bir ekiple “Bodrum Deprem Çalıştayı” acilen yapılmalı.
b) Çalıştaydan çıkacak sonuca ve yol haritasına göre ”Bodrum Deprem Master Plan” hazırlanmalıdır.
c) Yukarıdaki raporda zikredilen “FAY YASASI” nın çıkarılması için iktidar ve muhalefet partilerinin Muğla milletvekilleri bir araya getirilerek ortak kanun teklifi vermeleri sağlanmalıdır.
d) Tüm bu süreçler için Bodrum Kaymakamlığı ve Bodrum Belediyesi acilen insiyatif alıp ortak çalışma grubu oluşturmalıdırlar.
İnşallah sesimizi duyan olur. Tekrar geçmiş olsun. Allah bu millete bir daha böylesi acılar yaşatmasın. Temennim odur ki; umarım devlet ve millet olarak gerekli dersi almışızdır.
Hoşça kalın.