BODTO (Bodrum Ticaret Odası) seçimleri 02 EKİM 2022’ de yapılacak. 7000 üyesi bulunan Ticaret Odası seçimlerinde iki aday, daha doğrusu iki ekip yarışacak.
Ancak en az 2000 üye, mevzuat gereği kuruluşunun üzerinden iki yıl geçmediği veya geçmişe dönük aidat borçları olduğu için oy kullanamayacak. Geriye kalan 5000 üyenin, yarısını sandığa götürebilmek taraflar açısından büyük başarı olacak. Demem o ki; seçimin sonucunu 2000-2500 civarındaki üyenin oyları belirleyecek.
Peki kim kazanır? Doğrusunu söylemek gerekirse tahminlerim ve öngörülerim var ama müneccim değilim. Kimin kazanacağından ziyade “nasıl kazanılır?“ sorusu üzerinde kafa yormamız gerekiyor. Dolayısıyla her iki tarafa da faydalı önerilerde bulunmayı daha yaralı buluyorum.
Ama, tüm seçimler için geçerli olan şu altın formülü paylaşmakta beis görmüyorum. Herkes hissesine düşeni alsın;
Çalışkan, seçmene dokunan, güven ve sevgi endeksi yüksek, sosyal projelerde elini cebine atmış, sadece elini değil yüreğini de taşın altına koymuş, insanları inanç, siyasi tercih ve yaşam tarzlarından dolayı kategorize etmemiş, ötekileştirmemiş lider ve ekibinin seçimi alacağından hiç şüphem yok.
Ne demek istiyorum biraz daha açalım. Bir düzine diploman da olsa, ekonomik üstünlüğün de olsa şayet seçmenle diyaloğun yoksa (şahsi ilişkiler, dostluklar, cenaze, düğün vs. vs.), seçkinci ve üstencil reflekslerin kabarıksa, sözüm ona entel-dantel takıntıların varsa, üyelerini sadece seçimden seçime hatırlıyorsan kim olursan ol seçimi alamazsın kardeşim, iki kere iki dört.
Buraya kadar altını çizdiğim hususlar seçim kazanmanın olmazsa olmazları. Yani temel-vazgeçilmez koşulları. Peki sadece bunlarla seçim alınır mı? 20-30 sene önce olsaydı, elini kolunu sallaya sallaya alınır derdim. Ama şimdi asla! Çünkü bunlar asgari insani beklentiler. Bunlar yoksa zaten seçime girmene bile gerek yok.
Bugün seçimi kazanmak hiç kimse için cepte keklik değil. Üyeler yukarıdaki temel kriterlerden sonra ayağı yere basan, anlaşılabilir/ ölçülebilir ve uygulanabilirliği yüksek projelere göre kararını verecek. Bir başka deyişle seçimin kaderini BODTO üyelerine ekonomik ve sosyal fayda sağlayacak projeler belirleyecek.
İş dünyasını yakından ilgilendiren istihdam, katma değer ve Bodrum’un yaşam kalitesi açısından gelecek vadeden üzerinde çalışılmış, analizleri yapılmış, Bodrum’un stratejik hedefleriyle örtüşen; cebe, beyine ve kalbe hitabeden projeler yetmez, bunların üyelere anlatılması da ayrı bir emek ve taktik gerektiriyor.
Velhasıl; ”hamama giren terler” derler ama bu sefer her iki grubumuz için pabuç biraz daha pahalı. Niçin böyle net kriterler koyuyorum? Çünkü BODTO seçim tecrübesi olan ve sahayı tanıyan biri olarak adeta yaşadıklarımı ve üyelerin yönetimden beklentilerini aktarıyorum.
Bir de şunu belirteyim ki, oy istemeye gittiğiniz her üyenin soracağı ilk soru; odanın bana parayla evrak vermekten başka ne faydası var?
Aslında pratikte üye haklı. Ama odalar yasayla kurulan yarı resmi sivil toplum örgütleri olduğu için çıkar, kar, rant dağıtamazlar. Üyelerden aldıkları aidatla bütçelerini oluştururlar.
Ama bu gerçeklikten, odanın hiçbir işe yaramadığı anlamı çıkmaz. Yöneticilerin vizyonu, yeteneği ve öngörüsüyle pekala Bodrum’un ticaret hacmini arttıracak, turizmi 12 aya yayacak projeler geliştirecek atılımları da yapabilir, yapmalıdır. Yasal olarak buna engel yok.
Yani Ticaret odaları öncülük, danışmanlık ve yol açma bağlamında üyelerin yereldeki “Ticari ateşe” si gibi çalışmalıdır. Dört yılda bir oy istemek için selam çakmak artık üyeleri tatmin etmiyor. Üyeler, işlerini kurumsallaştıracak, büyütecek, karlılığı arttıracak çalışmalar bekliyor. İş dünyasını ilgilendiren her hususta odasını başrollerde görmek istiyor.
Sonuç olarak üyenin kime oy vereceği değil, üyenin oyunu kimin hakedeceği önemli,
Vesselam.