Çekimlerin yapıldığı platoda çıkan yangında ‘Şakir Paşa Ailesi’nin köşkü küle dönerken, diziye üçüncü bölümden itibaren kısa bir ara verileceği duyuruldu.
Türk edebiyatının ünlü romancılarından Cevat Şakir Kabaağaçlı ve ailesinin skandallarla dolu hikayesini su yüzüne çıkararak dikkatleri üstüne çeken ‘Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar’ dizisinin Kartal’daki platosunda henüz bilinmeyen bir nedenle büyük bir yangın çıktı.
Gece geç saatte başlayan yangın büyük paniğe neden olurken, ‘Şakir Paşa Köşkü’ “tamamen” yok oldu. Yangının nedeninin araştırıldığı aktarıldı.
Dizinin X hesabında yapılan duyuruda, “Bu gece saat 01:30 civarında çekimlerimizin yapıldığı platoda büyük bir yangın çıktı ve ne yazık ki Şakir Paşa Köşkü tamamen yandı. O sırada sette bir çalışma olmaması ve kimsenin bulunmaması nedeniyle, uzman ekipler yangının çıkış sebebini ve sabotaj ihtimalini kapsamlı olarak değerlendirmektedir,” bilgisi paylaşıldı.
Now TV’de yayınlanan dizinin üçüncü bölümü önceden planlandığı üzere pazar akşamı izleyiciyle bulaşacak ancak bu haftadan itibaren diziye kısa bir ara verileceği bildirildi.
Açıklamada ayrıca, “Çok kısa sürede köşkü tekrar inşa ederek çekimlere kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bu yangın sırasında can kaybı olmaması en büyük tesellimiz,” denildi.
Torunlar, huhuki süreç başlatacağını açıklamıştı.
Şakir Paşa Ailesi, ekran macerasına başladığı günden bu yana sansasyonlarla gündeme geliyor. İlk olarak, babasını öldürdüğü için kürek cezasına çarptırılan ve politik nedenlerle sürgün edilen Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın olaylı geçmişi tartışma konusu olurken, daha sonra Cevat Şakir’in torunlarından dizi için kendilerinden izin alınmadığı açıklaması gelmişti.
“Halikarnas Balıkçısı” olarak bilinen Kabaağçlı’nın torunları Cem Noonan, Ceyhan Aliye Noonan Han, Joanne Aliye Noonan Kutup, Diana Deniz Noonan, Murat Önce, Siren Ek, Sibel Kabaağaçlı ve Ömer Derya Kabaağaçlı’nın yaptığı ortak açıklamada, “Söz konusu dizinin yapımcısı, bizlerden herhangi bir izin almamış ve konuyla ilgili bizimle iletişime geçen bir yetkili de olmamıştır. Bu durum hem ailemiz hem de dedemiz Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın manevi mirası açısından son derece hassas bir konudur. Hukuki süreci avukatımız Aydın Kurban ile titizlikle takip etmekteyiz,” demişti.
“Gerek basında gerek sosyal medyada, dizinin yapımcısının bizden izin alıp almadığına dair çok sayıda soru ile karşılaşıyoruz. Bu nedenle, dedemizin kıymetli okurlarına yönelik bu kısa açıklamayı paylaşmayı bir borç biliriz. Konuyla ilgili gelişmeleri kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.”
KONUYLA İLGİLİ HABERLER
Halikarnas Balıkçısı’nın torunları hukuki süreç başlattı: ‘Şakir Paşa’ için bizden izin alınmadı
Geçtiğimiz günlerde yayın hayatına başlayan Şakir Paşa Ailesi dizisi ile birlikte Cevat Şakir’in geçmişindeki skandallar ve özellikle babasını öldürmesiyle ilgili olaylar yeniden gündeme geldi. Bu nedenle ünlü romancı bugünlerde kamuoyu nezdinde itibarının zedelenmesi ve “baba katili yazar” olarak anılma riskiyle karşı karşıya.
Related
Baba katlinden Halikarnas Balıkçısı’na: Cevat Şakir’in trajik öyküsü
Özellikle Ege maviliklerinden ilham aldığı eserleriyle tanınan yazar, 1939’da yayınlanan Ege Kıyılarından, 1947 tarihli Merhaba Akdeniz’e ve yine ünlü eserlerinden biri olan 1956 tarihli Aganta Burina Burinata’ya kadar geniş bir külliyatı bulunan Cevat Şakir Kabaağaçlı, eserlerini Bodrum’da yaşadığı dönemde kentin antik dönemlerdeki Halikarnassos isminden dolayı “Halikarnas Balıkçısı” takma adıyla yazdı.
Ferik Mehmed Şakir Paşa ile Sare İsmet Hanım’ın çocuğu olarak 7 Nisan 1890’da o zamanlar Osmanlı toprağı olan Girit’te dünyaya gelen Kabaağaçlı, İstanbul’un ve Avrupa’nın en prestijli okullarında eğitim gördü.
Önceleri sürgün edildiği Bodrum’a daha sonra kendi isteğiyle döndü ve 1947’ye kadar burada yaşadı. Bu dönemde artık “Halikarnas Balıkçısı” olarak anılmaya başlanan yazar, yurt dışından tohum ve fidan getirerek, Bodrum’un güzelleşmesi için büyük çaba sarf etti.
Cevat Şakir, 13 Ekim 1973’te hayatına gözlerini yumdu. Kemik kanseri nedeniyle İzmir’in Hatay semtinde, 83 yaşında yaşamını yitiren yazar, vasiyeti üzerine yine Bodrum’a defnedildi.