Bodrum’da, ilçenin tek kalan merası olan Dereköy-Kavakderesi’nde kurulması planlanan 20 bin panellik GES projesine Bodrumlular sert tepki gösterdi.
Mera alanındaki Bodrum’un son deresi olan Kavakderesi’nin büyük yollarla yok edileceğini belirten köylüler ve çevreciler, “GES’ler için Kavakderesi ve mera alanlarına kıymayın” çağrısında bulundu.
Dereköy Mahallesi sınırları içinde, yarımadanın akan tek deresi Kavakderesi’nde 20 hektarlık mera alanında kurulması planlanan 20 bin panellik GES projesine karşı Bodrumlular ve köylüler, bugün düzenledikleri eylem ve basın açıklamasıyla tepkilerini dile getirdiler. Muğla Su İnisiyatifi’nin çağrısı üzerine Kavakderesi’nde toplanan yaklaşık 300 köylü ve çevreci, mera alanları ve akan derelerin GES projesi için yok edilmesine tepki gösterdi. Bodrumlulara Muğla ve ilçelerinden gelenler de destek verdi.
20 hektarlık alanda Novus Grup Yatırım Enerji Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan güneş enerji santrali (GES) ve enerji depolama tesisi projesinin, yarımadanın son merası ve akan son deresini ortadan kaldıracağını belirten eylemciler, sık sık “Toprağıma, havama, suyuma dokunma”, “Meralar GES için yok edilemez” ve “Mera alanlarından elini çek” sloganları attılar.
DOĞA, TARİH, KÜLTÜR, EKOLOJİ YOK EDİLMEK İSTENİYOR
Muğla Su İnisiyatifi Eş Sözcüsü Sebahat Genç, yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Bodrum’un özgür akan tek deresini, özenle korunması gereken biyolojik çeşitliliğini, sosyal ve kültürel yaşamı tahrip etmeye yönelik projeleri önlemek üzere toplandık. Dereköy’ün yaz-kış akan dereleri, 2490 hektarlık bir su havzasında bulunuyor. Biyoçeşitliliği zengin olan bu vadilerde 3 bin yıldan beri doğa ile uyumlu bir yaşam sürdürülüyor. Tarım yapılıyor, narenciye ve zeytin üretiliyor. Hayvanlar dağlarda ve meralarda dolaşıyor. Vadi, Karya döneminin antik tarım teraslarına ve Leleg Yolu’nun parkuruna ev sahipliği yapıyor. Dereköy, Bodrum Yarımadası’nın ekosistemi ve tarihi ile özel korunması gereken özgün bir beldedir. Kavakdere Havzası, Bodrum Yarımadası’nın en önemli su havzalarından biridir. Yeraltı suyu, kara ekosistemi ve deniz ekosistemi açısından da korunması gereken bir havzadır.”
MERALAR VE DERELER ÖZEL ŞİRKETLERE TESLİM EDİLEMEZ
Genç açıklamasının devamında, “Bugün bu vadideki doğal mera alanına 20.000 panellik büyük bir GES yapılması planlanıyor. Bu amaçla havzanın önemli kısımları şirketlere teslim ediliyor. Termik santrallere karşı mücadele eden çevre ve iklim savunucuları, fosil yakıt kullanımından vazgeçilmesini ve enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını savunuyor. Muğla Su İnisiyatifi olarak, su havzalarını yok edecek fosil yakıt üretimlerine karşı mücadelemiz sürerken, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile stratejik olarak yaygınlaştırılan sermayenin yeşil, yenilenebilir projeleri ile yaşamı yok etmesini kabul etmiyoruz. Yeşil enerji ve sürdürülebilir enerji maskesi ardına gizlenerek ortak yaşam alanlarına el koyan sermaye birikim girişimi olan Rüzgar Enerji Santralleri (RES), Hidroelektrik Santralleri (HES), Nükleer Enerji Santralleri (NES) ve Jeotermal Enerji Santralleri (JES) projelerinin karşısındayız. Enerji üretiminin halkın ihtiyacı için ve toplum yararına çalışacak kamu kurumları tarafından kar amacı güdülmeden yapılmasını talep ediyoruz. Şirket tarafından tarım alanlarına el konularak yapılması planlanan GES, hem bölgede yaşayanlar için hem de Dereköy’ün doğal yapısı, merası ve zeytinlikleri için geri döndürülemez bir yıkım olacaktır. Ayrıca bu proje, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin GES’lerin kurulacağı yer seçimi ile ilgili 14.4.2016 tarihli 146 sayılı meclis kararına; Zeytin Kanunu’na, Mera Kanunu’na, Biyoçeşitlilik Sözleşmesi’ne, Bern Sözleşmesi’ne, Paris İklim Anlaşması’na ve Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’ne aykırıdır. Doğal alanlara, meralara ve tarım alanlarına GES kurulmamalıdır” dedi.
MERAYA YAPILACAK GES PROJESİ KÖYLÜNÜN YERİNDEN YURDUNDAN OLMASINA NEDEN OLACAK, DEREYE 12 METRE GENİŞLİĞİNDE YOL YAPILACAK
Sebahat Genç açıklamasını, “Susuzluk sorununu derinden yaşadığımız böyle bir zamanda, iptali için TMMOB tarafından dava açılan 1/5000 ölçekli İlave Nazım İmar Planı ve plan değişikliği ile 1/1000 ölçekli ilave ve revizyon uygulama imar planında dere yatağı boyunca su havzasını tahrip edecek bir yol yapılması planlanmaktadır. Bu yolun 12 metre eninde olması ve mutlak ve marjinal tarım arazilerinin ortasından geçmesi planlanıyor. Bu yolun yapılması, bölgede yok olmaya yüz tutmuş tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin tamamen yok edilmesi anlamına gelmektedir. Meraya yapılması planlanan GES projesi gerçekleşirse bölgede yaşayanlar geçimlik yaşamlarından koparılacak, köylüler yerini yurdunu terk etmek zorunda kalacaktır. Ayrıca yapılacak yol inşaatı ile bölgenin ekosistemi parçalanacak ve yaşam ciddi zarar görecektir. Bu yolun, vadinin aşağısında yer alan ve sınırlarından taşarak meraya girmiş olan taş ocakları, beton santralleri ve katı atık alanına bağlanacak olması, yoğun kamyon trafiği ile hava kirliliğine ve gürültü kirliliğine yol açacaktır. Bu durum, yörede yaşayan tüm canlılar için kaza riskini arttıracaktır. Bu yol planı için derenin ıslahı adına planlanan kanal çalışması, derenin beton kanal içine alınmasını da kapsamaktadır. Suyun doğal akışını önleyecek bu yapılaşma kabul edilemez. Yaşamsal önemi olan suyun doğal akışına müdahale edilmesi, beton kanala hapsedilmesi kabul edilemez. Yaşam için, tarım için, sucul sistemlerin (derenin, denizin, akiferlerin) yüzey ve yeraltı akışlarından beslenmesi, su ve kara ekosistemlerin varlığını sürdürmesi için suyun özgür akışını sürdürmesi gereklidir. Ekolojik açıdan hassas olan ve uluslararası ve ulusal mevzuatla koruma altına alınan bu bölgede gerekli koruma önlemlerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Muğla Belediyesi, Bodrum Belediyesi ve İlçe Tarım Müdürlüğü gibi sorumlu kurumlar tarafından alınmasını talep ediyoruz. MSİ olarak, iklim krizinin etkilerini derinden hissettiğimiz ve giderek daha çok hissedeceğimiz bu dönemde suların ve su havzalarının korunması konusunda ciddi önlemler alınması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer bu yapılmazsa, daha kurak ve susuz günler bizi bekliyor. Bodrum için, Ege Bölgesi ve ülkemiz için ileriye dönük, akılcı, bilimsel ve doğa dostu projelerin hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Artık günübirlik uygulamalarla yaşam alanlarımızın ve doğal ortamlarımızın yok edilmesine tahammülümüz yok. Derelerimizden elinizi çekin!” sözleri ile bitirdi.Eylem, köylülerin ve STK temsilcilerinin forumu ile sona erdi.