Bodrum Yarımadası’nda 20 yıldır aralıksız Hazine arazileri satılıyor. Aklıma rahmetli babaannemin dilinden hiç düşürmediği şu sözleri aklıma geldi; ‘’Hazıra dağ dayanmaz.’’ ‘’Yılan bile yerin toprağını gıdım gıdım yermiş.’’ Sat,sat… Nereye kadar?
Yerel basında çıkan birkaç tepkisel haberin dışında gerekçeli, ses getirecek ciddi bir itiraz yok. Muhalefetin tepkileri ise her konuda nöbetçi itirazcı veya çarşı her şeye karşı modunda olduğu için pek ciddiye alınmadığından Bodrum’un ileride büyük bedeller ödeyeceği bu SATIŞ uygulamasının yanlışlığı yukarıya bir türlü anlatılamadı. Peki, bu gidişatı nasıl durdurabiliriz?
Mal devletin, ister asar, ister keser, isterse satar deyip seyretmeye devam mı edeceğiz? Yoksa hepimizin ortak sorunu olan hazine arazilerinin satışı meselesini hır gür çıkarmadan, siyasi ve ideolojik ranta çevirmeden yukarıya adamakıllı nasıl anlatacağız?
Bodrum öncelikle STK’lardan oluşacak bir platform çatısı altında enine boyuna SATIŞ konusunu ele alıp, istatistikler ve sektörel veriler ışığında bilimsel bir rapor hazırlamakla işe başlamalıdır. Artık kavga gürültüyle, militarist yöntemlerle Bodrum’un hiçbir sorununu çözemediğimizi bilmeliyiz. Elimizde resmi bir rakam yok ama görünen köy kılavuz istemez. İşi bilenlerin tahminlerine göre geriye %20 Hazine arazisi anca kaldı. Bu Bodrum için hayra alamet bir durum değil.
Sonuçta devletin tasarrufu istediğini yapar diyemeyiz. Bu uygulama Bodrum’a zarar veriyorsa, gelecekte yolumuzu tıkayacaksa, buna bir dur dememiz lazım.
Öncelikle niçin ‘’ARTIK YETER! BODRUM’U SATMAYIN! Diyoruz?
Bunun kuru bir slogan olmadığını önce hem açıklamalıyız hem de ikna etmeliyiz. Çünkü, yapılaşma- betonlaşma konusunda Bodrum taşıma kapasitesini çoktan aştı. Çevre, trafik, nüfus yoğunluğu ve alt yapı herkesin malumu. Artık Bodrum’un bu yükü kaldıramayacağını herkes görüyor, hem de bedel ödeyerek. Çevreye saygılı, Bodrum’un kimliğine ve geleceğine duyarlı namuslu yatırımcıları tenzih ediyorum ama Bodrum’u bitiren rant cambazlarının umurunda değil bu anlattıklarım. Hatta bıyık altından pis pis gülüyorlardır, bundan eminim. Çünkü onların Bodrum diye bir dertleri yok. Bodrum’u bitirirler, tası tarağı toplarlar başka bakir yerlere tezgah açarlar. Benim üzüldüğüm Stockholm sendromuna yakalanmış, celladına aşık yerel aktörler…
Vahşi betonlaşmanın önünü açan, imarsız yerlere imar getiren, öncelikle Bodrumluya, sonra da 84 milyona ait Hazine arazilerinin satışına bir şekilde dur denilmelidir. Bu derdimiz ve talebimiz en üst perdeden en üst makamlara ulaştırılmalıdır.
Bırakınız yeni yapılaşma alanlarını, mevcut haliyle bile Bodrum bir hilkat garibesi. Şehir demeye bile dilim varmıyor artık. Belki kimliksiz bir varoş oldu çıktı güzelim Bodrum. En azından iktidar buna çanak tutmamalıdır. Bodrum’u koruyucu ve iyileştirici önlemler hususunda bize öncülük etmelidir. Zira Bodrum gerek hazine satışlarından gerekse turizm gelirlerinden dolayı devletimize sunduğu katkılarla bu ayrıcalığı fazlasıyla hak ediyor.
Bodrumlular haykırıyor; Sayın Cumhurbaşkanımız! Lütfen Bodrum’u satış listesinden artık çıkartınız. Zor süreçlerde devletimize yeterince katkı verdiğimizi düşünüyoruz. Daha fazlası bindiğimiz dalı kesmek, altın yumurtlayan tavuğu boğazlamak olur.
İMDAT!!! BODRUM ÖLÜYOR!!! SESİMİZİ DUYAN VAR MI???
Hoşca kalın…
En kısa sürede, hiç vakit kaybetmeden Bodrumlular ve Bodrum severler bu gidişata dur demek için organize olup kamuoyuna mutlaka sesini duyurmalıdır.