Muğla’da sevgilisi tarafından yakılarak öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin ile ilgili kararlara sert tepki gösteren Bodrum kadın Dayanışma Derneği yaptığı açıklamada “Bu kararın bozulması, kadına yönelik şiddetle mücadelede geri adım anlamına gelmektedir. Bu tür kararlar, Türkiye’de kadınların yaşam güvenliğini tehlikeye atmakta ve kadına karşı erkek şiddetini önlemeye yönelik mücadeleyi sekteye uğratmaktadır” denildi.
Muğla’da sevgilisi tarafından yakılarak öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin ile ilgili kararlara sert tepki gösteren Bodrum kadın Dayanışma Derneği bugün açıklama yaptı.
YARGI SİSTEMİ YILLARDIR HAKSIZ TAHRİK VE İYİ HAL İNDİRİMLERİ UYGULUYOR
Açıklamada “Metin Cemal Avcı ve Mertcan Avcı’nın yargılandığı Pınar Gültekin davasında İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nce sanıklardan Metin Cemal Avcı’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti. Yargıtay hakimleri oy çokluğu ile bu kararın bozulmasına ve suç işleme kararının ne zaman alındığının belirlenememesi nedeniyle tasarlama unsuru oluşmadığına dair karar verdi. Aynı zamanda Yargıtay Pınar Gültekin’in hayattayken yakıldığı tespit edildiğinden, eylemin eziyet çektirerek öldürme suçunu oluşturduğunu kabul etmiştir. Ayrıca Metin Cemal Avcı’ya haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği şekilde oy çokluğu ile karar verilmiştir. Karara, 5 kişilik heyetten 2 üye karşı oy kullanmıştır. Hakimlerin görüşlerine katılmayan karşı oy yazısında ise cinayetin hem tasarlanarak hem de canavarca hisle işlendiği, ayrıca bu tür suçlarda haksız tahrik indiriminin uygulanamayacağı açıklanmıştır. Yargı sistemi yıllardır “haksız tahrik” ve “iyi hal” gibi indirimleri uygulayarak, sanıkların cezasızlık ile ödüllendirilmesini sağlıyor. Pınar Gültekin davası özelinde de Yargının kadınların vahşice öldürülmesi halinde dahi sanıkların suç eylemini normalleştirerek, failler lehine karar verme çabasına girdiği görülüyor. Pınar Gültekin’in yaşam hakkını elinden alan fail planlı ve sistematik bir yol izlemiştir. Failin Pınar’ı katletme yöntemi ise kadın bedenine yönelik erkek şiddetinin ne kadar pervasızlaşabildiğini ve yargının da bu vahşete ilişkin cinsiyetçi bir bakış açısı ve bu anlayışla karar vermekte olduğunu göstermektedir” ifadeleri kullanıldı.
KARARIN BOZULMASI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE GERİ ADIM ANLAMINA GELMEKTEDİR
Bodrum Kadın Derneği’nden yapılan açıklamanın sonunda ise “Her kadın cinayeti, erkek egemen sistemin bir sonucudur ve bu sistem değişmedikçe kadınlar şiddet tehdidi altında yaşamaya devam edecektir. İstinaf mahkemesinin verdiği ağırlaştırılmış müebbet kararı, kadın cinayetlerine karşı caydırıcı bir tutum açısından önemliydi. Bu kararın bozulması, kadına yönelik şiddetle mücadelede geri adım anlamına gelmektedir. Bu tür kararlar, Türkiye’de kadınların yaşam güvenliğini tehlikeye atmakta ve kadına karşı erkek şiddetini önlemeye yönelik mücadeleyi sekteye uğratmaktadır” denildi.