Bodrum’da sahil işgali artarak sürüyor.
….
Halkın,
denize girmesini ilk olarak beton severler engelledi.
İlçeyi yönetenler,
İşgale sessiz kaldı.
….
Bitez’ de,
1. derece sit alanındaki plaja
oldu bitti ile inşaat izni verildi.
İlçeyi yönetenler,
ihanete sessiz kaldı.
….
Oteller, restoran ve kafeler,
sahili parselleyip,
denizi halka yasakladı!
İlçeyi yönetenler,
istilaya sessiz kaldı.
….
Cennet Koyu,
halkçı olduğunu iddia edenlerce peşkeş çekildi.
İlçeyi yönetenler,
rant paylaşımına sessiz kaldı.
….
Ortakent’te,
siteler; plajlara el koydu,
İlçeyi yönetenler,
kanunsuzluğa sessiz kaldı.
….
Halk; haftalardır
“Kıyılar halkındır” diye isyan ediyor.
İlçeyi yönetenler,
Feryatlara kulak tıkıyor.
….
Plajı olmayan halk,
belediye meydanını plaja çevirdi.
Havlularını serip, şemsiyelerini açan vatandaşlar,
krem sürerek güneşlendi.
….
Mayolu, şnorkelli ve paletli
onlarca kişinin belediye meydanında
su doldurulan şişme havuzlarda serinlemesini,
yerli yabancı turistler ilgiyle izledi.
İlçeyi yönetenler,
Belediye meydanındaki plaj tiyatroyu seyretmekle yetindi.
….
Sitelerin,
Plaj işgalinin en açık örneği,
Ortakent’ te,
Portafino Otel ile Çapa Tatil Köyü’nün önünde sergileniyor.
İşgal,
denizin içinden başlıyor.
Sık aralıkla yerleştirilen şezlong, şemsiye ve masalar yürümeyi imkansız kılıyor.
Şezlonglar,
denizin kenarına sıralandığı için,
kum üzerine havlu atmak mümkün değil.
Öylesine hunharca bir işgal var ki;
bırakın havlu atmayı,
denize girmeden yürümek mümkün değil.
İşgali kırıp, denize gireni, çıkışta görevli;
“400 lira vereceksin” diye karşılıyor.
-Neden, sorusunun cevabı;
“Burayı biz kiraladık” oluyor.
….
Görevlinin haraç almak için öne sürdüğü “Kiralama” ,
gerçekte haksız işgal için kesilen ceza.
Yani; ECRİMİSİL.
Bodrum’da ceza, kiralama olarak algılanıyor.
Parayı veren de alan da memnun!
….
Halk;
-Kıyılar halkındır, diyor.
Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanı;
-“Kıyılar halkındır” diyor.
Belediye;
-“Kıyılar halkındır”, diyor.
….
Ortak görüşe göre,
kıyılar halkın.
Fakat,
kurumlar halk plajı açmak ve işletme yarışında…
Oysa, kıyı, koy ve plajlara ücretsiz, kısıtlama olmadan ulaşmak isteyen halk,
plaj açılmasını değil,
tüm kıyılara özgürce ulaşma hakkının önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor.
Yani,
“ECRİMİSİL”e hayır diyor.
….
Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin işi zordan öte.
AKP’ye, “Belediyelere yandaş doldurdular”, diye kızan CHP yönetimi,
Bodrum Belediyesi’nin şişkinlikten patlayacak kadrosunu görmüyor.
…..
Bodrum Belediyesi’nde İştirakler ile birlikte çalışan sayısının 3500 olduğu konuşuluyor.
Ki; rakam doğru ise;
İnanılmaz şişkin bir kadro.
Adaletsiz olan,
Bu kadroyu; oluşturmasa da,.
bu kadronun maaş ödemeleri için parayı Sayın Mandalinci ‘nin bulması.
….
Kıyılarda 3 metre kuralı var.
Kuralı uygulayan,
denetleyen,
uygulatan da yok.
….
Ortakent’te, eski tersane yerine yapılan villaların önü de işgal altında.
Villa sahipleri kumsalı işgal etmekle yetinmemiş,
tekneleri için de denize iskele ve platform kurmuş.
Parası olana yasak yok.
Denize de kumsala da el koyuyor.
Ne gören oluyor!
Ne de gören de, sesini çıkarıyor!
…..
Bodrum’u Belediye Başkanı değil,
Kaymakam yönetiyor.
Ya da bizler öyle olduğunu düşünüyoruz.
Kıyı işgalleri konusunda,
Bugüne kadar Kaymamak’ın açıklama yaptığını
işgalcilere tavır aldığını gören olmadı.
….
Sahipsiz Bodrum,
lahmacun edebiyatından sonra,
halkın haklı eylemi
“PLAJ TİYATROSU” ile bir defa daha dünyanın gündemine oturdu.