Muğla’nın Seydikemer ve Fethiye ilçeleri ile Antalya’nın Kaş ilçesinden 10 bine yakın villa turizmcileri 7464 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle büyük bir mağduriyet yaşadıklarını belirterek yeni nesil turizmciler olarak çalışma izinlerinin verilmesini talep ettiler.
Fethiye ,Seydikemer ve Kaş ilçelerinden Fethiye beşkaza meydanı’nda bir araya gelen yüzlerce köy ve kırsal ve alternatif konaklama Turizm işletmecileri bir basın açıklaması ile Turizm Bakanlığı ve ilgili kurumlarin artık Villa turizmini özel bir kategoride ele almasını istediler. Fethiye ,Seydikemer ve Kaş ilçelerinden 15 bin işletmenin fiilen kapanma riski ile karşı karşıya olduğunu belirten işletme sahipleri yaklaşık 45 bin kişinin doğrudan mağdur olduğunu ,sektörden ekmek kazanan 35’e yakın sektörün zarar gördüğünü, bu bölgelerdeki mağduriyetten de 10 milyar TL’lik ekonomik kayıp ile 4 milyar TL’lik vergi geliri kaybının yaşanacağını da ileri sürdüler.
Köy ve kırsal villa ve alternatif konaklama Turizm temsilcilerinden Haşim Sarıgül’de basın açıklamasında mağduriyetlerini anlatıp çalışma izni sağlanmasını istedi. Yapılan açıklamada “Bugün burada, sadece bir sektörün değil, binlerce insanın ekmeğinin, bölgesel ekonominin ve Türkiye turizminin geleceğinin konuşulması için toplandık. Kaş ve Fethiye gibi bölgelerde turizmin bel kemiği olan villa ve alternatif turizmin hem ülke ekonomisine büyük katlı sağlamakta, hem de binlerce insanın geçim kaynağı olmaktadır. Ancak 7464 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte bu sektörde yasal statüde faaliyet gösteren işletmelerimizken kanunun düzenlenmesi ile büyük bir mağduriyet yaşamaktadır. Ayrıca yine bu sebepten; halkımızın yangına ve deprem riskine karşı en az riskle özel ve izole tatil yapılan ve kişi başı maliyetlerde ailece buluşup ucuz tatil imkanı da elinden alınmaktadır.
15 BİN İŞLETME KAPANMA RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYA
Yukarıda bahsi geçen kanun neticesinde; sadece Kaş ve Fethiye bölgelerinden yaklaşık 15.000 işletme, fiilen kapanma riskiyle karşı karşıya bırakıldı. Sadece bu bölgelerde yaklaşıl 45.000 kişi doğrudan mağdur oldu. Sektörden ekmek kazanan 35’e yakın alt sektör zarar gördü. Sadece bu bölgelerde ülke ekonomisinde yaklaşık 10 Milyar TL.’lik bir ekonomik kayıp söz konusu. Yine aynı şekilde vergi gelirleri açısından 4 Milyar TL.’lik bir kayıp oluşuyor. Turizmin çeşitlendirilmesi yönünde ve yeni nesil konaklama sistemlerinin yıllarca teşvik edilen villa alternatif turizmi, yeni kanun ile konaklama şekli olarak kabul edilmesi gerekirken, bugün izinsiz, kayıt dışı, güvenli değil gibi yanlış ithamlarla karşı karşıya bırakılıyor. Oysa bizler yıllardır vergimizi ve primlerimizi ödeyen, kimlik bildirimlerimizi yapan, konaklama vergisini özellikle farklı bir KDV oranı üzerinden ödeyen, turizm sektörüne hizmet eden bölge işletmeleriyiz. Turizm bölgesinde turizm yapmaya çalışmaktan başka bir suçumuz yok.
İŞLETMELER KAYIT DIŞI ÇALIŞMAYA ZORLANDI
Bize illegal diyorsunuz, peki neden yıllardır imar sorunumuzu çözmediniz ? Bize kayıt dışı diyorsunuz, peki devlete yıllardır ödediğimiz vergiler ne olacak ? Bize güvenli değil diyorsunuz, kimlik bildirim sistemi ile sizlere yolladığımız anlık bildirimleri neden görmezden geliyorsunuz ? Sizce sorunları çözmek yerine, işletmelerimizi kapatmak bir çözüm yolumu dur ? Kayıt dışı çalışmaya zorlanan işletmeler, denetim, devletin vergi kaybı ve güvenlik zafiyetine sebep olacak mıdır ?. Dünyada alternatif turizm trend olur iken, sadece konaklama verdiğimiz villa işletmelerimiz ile ultra her şey dahil otel müşterisini sizce nasıl ikna edebiliriz ? Villa alternatif otel turizminden farklı bir yapıdır, müşteri kitlesi farklıdır ve bundan dolayı mutlaka ayrı bir statüde değerlendirilmelidir. Turizm Bakanlığı ve ilgili kurumlarda artık villa turizmini özel bir kategoride ele almalıdır.
“BİZİM TEK İSTEĞİMİZ HAKKIMIZIN VERİLMESİ VE ADİL BİR DÜZENLEMENİN YAPILMASIDIR”
Ülkemizin geleceği için, bölgemizin geleceği için, işletmelerimizin geleceği için, çocuklarımızın geleceği için geçici izin belgelerinin süresi acil olarak yapıların güvenli olduğu raporları alınarak uzatılmalı ve işletmelerimize kalıcı çözüm üretilmelidir. Ayrıca bölgemizin ihtiyaçlarına uygun imar planları çıkarılmalıdır. Devletten tek kuruş teşvik almadan, arazi tahsis edilmeden, atalarımızdan mirasla bizlere kalan ve tarım için ekonomik bir değeri kalmayan tapulara kendi aile bütçemiz ile inşa ettiğimiz bu villa ve alternatif turizm yatırımlarının, aile işletmelerimizin ve yeni nesil turizmin önü açılmalıdır. Bizler Türkiye’nin yeni nesil turizmdeki yükselen değerleri olarak, sektörümüzün yaşaması için mücadele etmeye var güzümüzle devam edeceğiz. Buradan başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Turizm bakanlığına, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, yerel yöneticilere ve tüm yetkililere çağrıda bulunuyoruz; Sorun hepimizin de sorumlu olduğu bir sorundur. Bizlere ses verin, kulak verin, mağduriyetimizi giderin, aile işletmelerimizin kapanmasına, geleceğimizin mahvolmasına izin vermeyin ve turizmde sürdürülebilir bir geleceği birlikte inşa edelim. Hepinize teşekkür ediyorum” denildi.