Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı ile emniyetin yürüttüğü operasyonlarda İsrail adına casusluk faaliyeti yürüttükleri gerekçesiyle gözaltına alınanlar, tutuklanan, sınır dışı edilenler oluyor. İsrail Dış İstihbarat Servisi MOSSAD adına çalışan bu kişilerin, ne yaptıkları ya da bir savaş durumunda neler yapabileceklerini İsrail-İran çatışmalarında gördük. Ülkemizde yakalananların bir kısmının yurdumuza “sığınmacı” olarak gelenler olduğu anlaşıldı.
Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk’ün köşesine taşıdığı haber aynen şöyle:
İran’da farklı bir durum daha var. Devlette en üst görevlere getirilen bazı kişilerin İsrail hesabına da çalıştığı anlaşıldı. İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, “İçimize sızan MOSSAD ajanlarıyla mücadele için kurduğumuz bölümün başına getirdiğimiz kişi MOSSAD ajanı çıktı” demişti.
ONLAR DA YÜKSEK RÜTBELİYDİ
İran’da devletin üst düzeylerine kadar yükselen bazı kişilerin ajan çıkması, İsrail’in saldırdığı gün bunların Genelkurmay Başkanı, yüksek rütbeli 20 generali öldürmelerinin çok önceden planlandığı anlaşılıyor. Yani en yakınındakilerin ihanetine uğradılar. Onların bir kısmı da yönetime bağlı olanlar tarafından anında infaz edildi. Onlar da üst düzey askerdi. İsrail “Şu kadar üst düzey komutanı öldürdük” derken, öldürülenlerin bir kısmının gerçekte İran tarafından öldürülen İsrail ajanı askerler olduğu anlaşıldı.
Son dönemde yapılan bazı açıklamalarda, “İsrail adına casusluk yapanların yakalandığı” belirtiliyor. İsrail adına bu kadar kişinin ülkemizde faaliyette bulunması üzerinde önemle durmak gerekiyor. Kuşkusuz MİT bu konuda gerekli duyarlılığı gösteriyordur. İran’da yaşanan olaylar bu konuda toplumsal duyarlılığın daha da artırılmasını gerektiriyor.
MOSSAD’IN KÖSTEBEKLERİ
Bir Türk vatandaşının, MOSSAD ya da başka bir istihbarat örgütü adına çalıştığını duymak bile insanı ürpertiyor. İranlı bir arkadaşımla konuşurken, “Türk vatandaşı ülkesini sever, ülkesi için canını vermekten çekinmez” sözlerini unutamam. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya casusluk faaliyetlerine karışanları tek tek yakalayıp adalete teslim ettiklerini belirtti ve bazı operasyonlarla ilgili şu örnekleri verdi:
“Uluslararası Casusluk Faaliyetlerinin Tespit ve Deşifresine yönelik İstanbul merkezli 8 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen ‘KÖSTEBEK’ Operasyonunda 33 şüpheli şahıs yakalandı. Ülkemizin milli birlik ve beraberliğine karşı yürütülen casusluk faaliyetlerine asla izin vermeyeceğiz.
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün faaliyetleri kapsamında; MİT Başkanlığı ve İstihbarat Şube Müdürlüğünce; İsrail İstihbarat Servisinin ülkemizde ikamet eden yabancı uyruklu şahıslara yönelik keşif, takip, darp, adam kaçırma gibi taktik bazda işler yapmayı amaçladığının tespit edilmesi üzerine, İstanbul merkezli 8 ilde 57 ayrı adrese yapılan ‘KÖSTEBEK’ Operasyonlarında; 33 şüpheli şahıs yakalandı.
Operasyonda yapılan aramalarda; 43 bin 830 euro, 23 bin 680 dolar, muhtelif miktarda farklı ülkelere ait nakit para, bir adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda fişek ve dijital materyale el konuldu. Casuslarla mücadelemiz azim ve kararlılıkla sürdürülecektir.”
KÖSTEBEK-2 OPERASYONU
Uluslararası Casusluk Faaliyetlerinin Tespit ve Deşifresine yönelik İstanbul’da eş zamanlı olarak İsrail İstihbarat unsurlarına karşı düzenlenen “KÖSTEBEK-2” operasyonunda 7 şüpheli yakalandı. Yerlikaya, bu operasyon için şunları söyledi:
“MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı koordinesinde yürütülen operasyonda İsrail İstihbarat Servisinin hedefindeki Türkiye’de bulunan şahıslar ile şirketler hakkında bilgi derleyen ve topladığı bilgi ve belgeleri İsrail İstihbarat unsurlarına aktardığı tespit edilen 7 şüpheli yakalandı. Operasyonda dinleme cihazı tespit etmeye yarayan elektronik alet, çok sayıda dijital materyal, doküman ve dövize el konuldu.”
CASUSLUK DAVASI İDDİANAMESİ
Türkiye’de İsrail istihbaratına casusluk yapmakla suçlanan 56 sanıklı bir dava sürüyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İsrail istihbarat servisinin, internet tabanlı mobil uygulamalar üzerinden uzaktan, çevrim içi operasyon ekibi oluşturduğu, bu ekip vasıtasıyla uzaktan kaynak temini, canlı kuryeyle kaynaklarına para transferi ve sahadaki hedeflerine yönelik taktik bazda işler yapılmasının amaçlandığı belirtildi.
İlk temasın, cep telefonlarına kodlanan Telegram ve WhatsApp uygulamaları, sosyal medya hesapları, LinkedIn, e-posta üzerinden sağlandığına dikkati çekilen iddianamede, irtibatın operasyonel Telegram ve WhatsApp uygulamaları üzerinden sürdürüldüğü, kesinlikle görüntülü veya sesli görüşme yapılmadığı, yapılan işler karşılığında ödemelerin uluslararası para transfer şirketleri, kripto paralar, havale ofisleri ve canlı kuryeler vasıtasıyla gerçekleştirildiğine yönelik tespitler yer aldı.
GİZLİLİK ESAS
İddianamede, profesyonelce yapılması istenilen işlerde dedektiflerden yararlanılıyor. Taktik işlerde ise ağırlıklı olarak şüphe uyandırmayan şahıslardan faydalanılıyor. Taktik iş verilen şahıslara WhatsApp grubu kurma ve yönetme, web sitesi kurma ve yönetme, internet haber gazetesi tasarlama, araştırma, para transferi, foto ve video dokümante, takip, darp ve yaralama, soygun, operasyonel hat temini, Suriye ve Lübnan’da araştırma yapması yönünde talimatların verildiği anlatıldı.
Dedektiflere biyografik bilgi toplama, keşif, tahkikat, fotoğraf/video dokümanı, canlı takip, takip cihazı yerleştirme, canlı kurye bulma ve siber faaliyet görevlerinin verildiği aktarılan iddianamede, dedektiflerin sistem açıklarından ve kritik öneme haiz devlet kurumlarında görev yapan çevrelerinden, devletin veri tabanında bulunan bilgileri temin edebildiklerinin belirlendiği vurgulandı.
Bunlar bilinen. İsrail saldırısı ve İran’da yaşananlardan sonra İsrail ajanları konusu daha da önem kazandı.