Bosfor Turizm’in ana sponsorluğunda ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen 22. Gümüşlük Müzik Festivali, 9 Eylül Salı akşamı Piyanist Gülsin Onay’ın, Antik Taş Ocağı’nda vereceği kapanış konseri ile son bulacak…
Bu yıl 22. kez düzenlenen EFFE Label 2024-2025 etiketli “Avrupa’nın en seçkin festivalleri” onuruna layık görülen Gümüşlük Müzik Festivali, iki aya yayılan konser ve diğer etkinlikleriyle bu yıl da kapılarını bir sonraki yıla kadar kapamaya hazırlanıyor. Türk klasik müzik takipçilerinin yakından tanıdığı, sevilen piyanist Gülsin Onay, festivalin kapanış konserinde yine sevenleriyle bir araya gelecek. Antik Taş Ocağı’nda gerçekleşecek kapanış konserinde devlet sanatçımız, Frederic Chopin’in eserlerinden derlediği bir seçkiyi sunmaya hazırlanıyor.
Gülsin Onay’ın seslendireceği eserler
Festivalin de sanat danışmanlığı görevini 22 yıldır sürdüren Gülsin Onay, 25 asırlık tarihi mekanda izleyiciye Frédéric Chopin’den “Hérold ve Halévy’nin ‘Ludovic’ teması üzerine parlak çeşitlemeler, si bemol majör op.12”; “Ballad no.3 la bemol majör op.47”; “Nokturn fa diyez minör, op.48 no.2” ve “Sonat si minör, op.58” adlı eserleri seslendirecek. Son eser şu bölümlerden oluşuyor olacak: “Allegro maestoso”, “Scherzo: molto vivace Largo” ve “Finale: presto non tanto”.
Dünyanın ayakta alkışladığı piyanist
Gülsin Onay’ın uluslararası kariyeri Venezuela’dan Japonya’ya kadar tüm kıtalarda 80 ülkeyi kapsamaktadır. Concertgebouw, Berlin Filarmoni Salonu, Viyana Konzerthaus, Wigmore Hall, Ulusal Sanat Galerisi ve Miller Tiyatrosu gibi önemli müzik merkezlerinde konserler vermiştir. Dresden Staatskapelle, Philharmonia Orkestrası, İngiliz Oda Orkestrası, Kraliyet Filarmoni, Japonya Filarmoni, St. Petersburg Filarmoni, Tokyo Senfoni, Varşova Filarmoni ve Viyana Senfoni gibi önde gelen orkestralarla solist olarak sahne almıştır. Birlikte sahne aldığı şefler arasında Vladimir Ashkenazy, Erich Bergel, Jorg Faerber, Vladimir Fedoseyev, Neeme Jarvi, Esa-Pekka Salonen, Jose Serebrier ve Stanislaw Wislocki bulunmaktadır.
Cambridge’de yaşayan Türk Devlet Sanatçısı ve UNICEF İyi Niyet Elçisi, Chopin, Saygun ve Rachmaninov’un eşsiz ve duygusal yorumlarıyla büyük ilgi görüyor. Onay, 2007 yılında Polonya halkı tarafından Devlet Madalyası ile onurlandırıldı. Ayrıca, dünya çapında A. Adnan Saygun’un eserlerinin konserlerinde ve kayıtlarında önemli bir yer tuttuğu ve 2. Piyano Konçertosu’nu kendisine ithaf ettiği en iyi yorumcu olarak kabul ediliyor. Onay, bestecinin eserlerini sayısız ülkede önemli orkestralarla seslendirdi. Gülsin Onay’ın 20’den fazla albüm kaydı, yalnızca yorumlama gücünü değil, aynı zamanda zengin repertuvarını da yansıtıyor. 2004 yılından bu yana Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin Sanat Danışmanlığını yapıyor.
Ruda Krua, müzikte sınırları zorluyor
Gümüşlük Müzik Festivali Suda Sahnesi, bu yıl son kez bir konuğunu daha izleyicisi ile buluşturdu. Sınırları zorlayan, ilginç müzik tarzları ile Hollandalı Ruda Krua, Gümüşlük Festival Merkezi’nde unutulmaz bir konser gerçekleştirdi. Pau Jorda, Bernat Boronat ve Branko Valentinov Valchev’den oluşan Ruda Krua, 2023 yılı sonunda Hollanda’nın Rotterdam şehrinde kurulmuş, tür sınırlarını zorlayan bir grup. Bas klarnet, davul ve saksafondan oluşan alışılmadık bir kadroya sahip olan grup, efekt pedallarının kullanımıyla zenginleştirilen geniş bir ses ve doku yelpazesiyle deneyler yapıyor. Bu deneyleri Gümüşlük’te meraklıları için paylaşmayı da ihmal etmeyen Ruda Krua, konser sonunda alkış yağmuruna tutuldu.
Afrobeat, caz, ambient, elektronik, punk, Bulgar ve Valensiya geleneksel müziklerinden ilham alan Ruda Krua, dinamik ve eklektik bir ses deneyimi yaratıyor. Canlı performansları, özgün besteler ve özgür doğaçlamanın benzersiz bir birleşimi olup, her performansta izleyicilere farklı bir deneyim sunuyor.
Performans sanatçısı Eşref Yıldırım, “Çözünme” ile izleyici karşısında idi
Ressam Elvan Erdin tarafından yaratılan “After-Life Öteki Dünya” başlıklı proje kapsamında üçlü sürecin son halkasında, Sanatçı Eşref Yıldırım, yeni performansı çocukluk anılarından kişisel eşyalarına, ev içi emeğinden kayıp deneyimlerine uzanan çok katmanlı bir arınma ritüelini, Armonia Bodrum Evleri Şapeli’nde izleyicileri için kurguladı.
Performans, bir ritüele dönüştü
Çocukluğunda evlerindeki kanepenin minderini yıllarca yer yatağı olarak kullanan Yıldırım, İstanbul’da yaşadığı tüm evlerde bu süngeri yanında taşıdı. Son taşınmasının ardından sirke ve karbonatla yıkadığı bu sünger, Armonia Bodrum Evleri Şapeli’ndeki performansta bir “bulut”a dönüştü. Yıldırım, bu buluttan üzerinize yağan sirke yağmurunu, zeminde karbonat ve tuzla birleşerek köpüren bir tepkimeye yarattı. Sanatçının performansındaki, bu kimyasal çözünme, geçmişin izlerini çözerek sembolik bir arınmaya işaret ediyordu.
Performansın merkezinde yağmur imgesi
Yağmur imgesi, sanatçının hayatını kuşatan bu motif olarak, bir yandan bulduğu ve gömdüğü günlerde deli yağmurların yağdığı, köpeği Yağmur’un hatırasıyla, diğer yandan da Museum Schloss Moyland’da “Kamuflaj” adlı performansının son saatinde başlayan sağanakla örülüyordu. Peksimet Kilisesi’nde, başının üzerinde taşıdığı “geçmişin bulutu”ndan yağan sirke, hem çocukluk anılarının hem de kayıpların üzerine düşüyordu.
Yıldırım’ın pratiğinde gündelik temizlik malzemeleri —sirke, karbonat, tuz— kişisel hafızanın sembollerine dönüşüyor. Bir zamanlar utanç ve korunma ile hatırlanan sünger yatak, yıllar sonra bir bulut gibi yeniden doğuyor; sirke yağmuru, karbonat köpürmesi ve tuzla birleşen tepkime, hem bireysel hem de kolektif bir arınma ritüelinin şiirsel bedenini kuruyor.
Genç Kemancılar Gümüşlük’te konser verdi
Bosfor Turizm’in ana sponsorluğunda ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen 22. Gümüşlük Müzik Festivali, Gümüşlük Festival Akademisi’nin
keman sınıfı öğrencilerini konuk etti.
22. Gümüşlük Müzik Festivali kapsamında düzenlenen Gümüşlük Festival Akademisi Keman Ustalık Sınıfı, geçtiğimiz akşam, eğitmenlerinin himayesinde verdikleri konserle umut vaat ettiler. Geleceğin usta kemancılarının yetiştiğinin habercisi olan konserde 5 yetenekli gencimiz, 6 gün boyunca eğitmenleri Alman keman ustası Rebekka Hartmann’dan aldıkları bilgi ve becerileri sergiledi. Gümüşlük sahilindeki müzik dolu gecenin ardından düzenlenen törende keman öğrencileri sertifikalarını, eğitmenleri Rebekka Hartmann ve Piyanist Gülsin Onay’ın elinden aldı.
Türkiye’nin farklı okullarından gelen keman öğrencileri, eğitmenlerinin gözetiminde, bilinen bestecilerin keman için yazılmış eserlerini etüt ettiler. Hızlandırılmış ve belirli bir seviyenin arandığı ustalık sınıfı, katılan 5 öğrencinin de başarılı performansıyla son buldu ve bir sonraki gün verdikleri konserle de sınandı.
Çalınan eserler
Piyanist Atakan Sarı’nın kemancı gençlere piyanoyla eşlik ettiği ve iki saat süren konser, izleyenleri kemana doyurdu. GFA Keman Ustalık Sınıfı öğrencileri, Toprak Ev’de verdikleri konserde şu eserlere yer verdi; Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencisi 13 yaşındaki Kıvanç Sakder, Ch. de Beriot’tan, “Violinconcerto A-Minor 2. Movement, Adagio”; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencisi 14 yaşındaki Beste Aydın, D. Kabalevsky’den, “Violinconcerto op. 48 1. Movement, Allegro molto e con brio”; Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan 18 yaşındaki Meryem Kalkan, C. Saint-Saens’tan, “Violinconcerto Nr. 3 in b-Minor 2. Movement, Andantino quasi Allegretto”; Antalya Barbaros Ortaokulu 8. Sınıf öğrencisi 13 yaşındaki Atahan Dinç, M.Bruch’tan, “Violinconcerto g-minor 1. Movement, Allegro Moderato” ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencisi 14 yaşındaki Nihat Mert Samanlıoğlu, H. Wieniawski’den, “Scherzo, Tarantella Op.16”.
GFA’da gerçekleşecek konserlerin geliri, önceki yıllarda olduğu gibi öğrenci burs fonuna aktarılacak.