Muğla Barosu Doğal Yaşamı Koruma ve Hayvan Hakları Komisyonu üyesi otuz avukat bugün öğle saatlerinde Bodrum Adliyesi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Avukatlara hayvanseverlerde destek verdi.
4 EKİM KUTLAMA GÜNÜ OLMAKTAN ÇIKTI
Komisyon adına basın açıklamasını okuyan Avukat Esra Soylu Gümrah 1931 yılının 4 Ekim tarihinden bu yana bugün tüm Dünyada Hayvanları Koruma Günü olarak kabul edildiğini ve böyle bir günün kabul edilmesinin amacının; insanoğluna, diğer canlıların varlığını ve aynı dünyayı paylaşmak zorunda olduğumuzu hatırlatarak onların yaşam haklarına saygı duyulmasını sağlamak olduğunu belirterek “Üzülerek ifade etmek gerekir ki, özellikle 5199 sayılı yasada yapılan son düzenlemelerden sonra ülkemizde 4 Ekim günü artık bir kutlama günü olmaktan çıkmıştır” ifadelerini kullandı.
HAYVANLARIN ÖLDÜRÜLMESİNİN ÖNÜ YASA İLE AÇILDI
Gümrah açıklamasının devamında ise “02/08/2024 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 7527 sayılı Yasa ile 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda temel ilke olan “Topla-Aşıla-Kısırlaştır – Yerine bırak” metodu terk edilmiş, sahipsiz hayvanların sokaklardan toplanarak ömür boyu barınaklara hapsedildiği, sudan bahanelerle “ötanazi” adı altında hayvanların öldürülmelerinin önünün açıldığı karanlık bir dönem başlamıştır. Adı “Hayvanları Koruma Kanunu” olan Kanun hayvanları korumaktan tamamen uzaklaşmış, hayvanların yok edilmesini amaçlayan bir Yasa haline gelmiştir. Birkaç münferit hayvan saldırısını gerekçe göstererek kendini ifade etme yeteneğinden yoksun hayvanların korunmasını değil, tecrit edilmesini amaçlayan yasa değişikliğini TBMM’nin tatile girmesine birkaç gün kala dönemde apar topar yürürlüğe konulmuştur. Bu yasa, Anayasaya ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı olup kamu vicdanını derinden yaralamıştır” dedi.
HAYVANLARA YÖNELİK HER KÖTÜ MUAMELENİN SIKI TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Gümrah açıklamasının sonunda ise “Yaşam hakkı savunucuları olarak, dünyayı paylaşmaktan mutluluk duyduğumuz hayvan dostlarımızın yaşam hakkının tamamen güvence altına alındığı yasal düzenlemelerin hayata geçirileceği ve coşkuyla kutlayacağımız 4 Ekim’lere kadar mücadelemize devam edeceğimizi, hayvan haklarını yok sayan her türlü yasal düzenlemenin ve uygulamanın karşısında olduğumuzu, hayvanların yaşam hakkına kast eden, işkence eden, istismarda bulunan, kötü muamele eden tüm kişi ve kuruluşların takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz” diyerek sözlerini bitirdi.
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ
1931 yılının 4 Ekim tarihinden bu yana bugün tüm Dünyada Hayvanları Koruma Günü olarak kabul edilmiştir. Böyle bir günün kabul edilmesinin amacı; insanoğluna, diğer canlıların varlığını ve aynı dünyayı paylaşmak zorunda olduğumuzu hatırlatarak onların yaşam haklarına saygı duyulmasını sağlamaktır.
Ülkemizde halen;
· Evcil hayvanların merdiven altı kontrolsüz üretimi, satışı ve ithalatı,
· Belediyelerin aşılama ve kısırlaştırma konularındaki görev ihmalleri,
· Mezbahalarda denetimsiz ve insanlık dışı yöntemlerle kesim yapılması,
· Kürkü ve derisi için hayvanların işkence edilerek öldürülmesi,
· Laboratuvarlarda deney için eziyet edilmesi ve öldürülmesi,
· Eğlence için hayvanat bahçeleri ve yunus parklarında işkenceyle güya eğitilmesi ve hapsedilmesi,
· Av sporu adı altında her tür silah ve aletle acımasızca öldürülmesi,
· Av Turizmi adı altında nesli koruma altında olan dağ keçisi v.b. hayvanların avlanması için Bakanlıkça ihaleler açılması,
· Birçok hayvan ırkının zorla dövüştürülerek kumar ve bahis malzemesi olarak kullanılmasına ilişkin denetimsizlik,
· Sirk hayvanlarının akıl almaz işkence yöntemleriyle sözde terbiye edilerek gösteri malzemesi olarak kullanılması,
· Tavukların yumurta ve et üretimi için havasız, daracık endüstriyel kafeslerde; süt üretimi için büyük baş hayvanların ömür boyu güneş bile görmeyen daracık alanlarda işkenceye maruz bırakılması,
· Gelenek adı altında boğa ve deve dövüşleri yaptırılması, devam etmektedir.
Üzülerek ifade etmek gerekir ki, özellikle 5199 sayılı yasada yapılan son düzenlemelerden sonra ülkemizde 4 Ekim günü artık bir kutlama günü olmaktan çıkmıştır.
02/08/2024 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 7527 sayılı Yasa ile 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda temel ilke olan “Topla-Aşıla-Kısırlaştır – Yerine bırak” metodu terk edilmiş, sahipsiz hayvanların sokaklardan toplanarak ömür boyu barınaklara hapsedildiği, sudan bahanelerle “ötanazi” adı altında hayvanların öldürülmelerinin önünün açıldığı karanlık bir dönem başlamıştır. Adı “Hayvanları Koruma Kanunu” olan Kanun hayvanları korumaktan tamamen uzaklaşmış, hayvanların yok edilmesini amaçlayan bir Yasa haline gelmiştir.
Birkaç münferit hayvan saldırısını gerekçe göstererek kendini ifade etme yeteneğinden yoksun hayvanların korunmasını değil, tecrit edilmesini amaçlayan yasa değişikliğini TBMM’nin tatile girmesine birkaç gün kala dönemde apar topar yürürlüğe konulmuştur. Bu yasa, Anayasaya ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı olup kamu vicdanını derinden yaralamıştır.
Yasa gerekçesinde sokaklardaki hayvan popülasyonunun kontrol altına alınması ve hayvanların korunması için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş ancak gerekçeye uygun bilimsel ve insani bir çözüm getirilmemiş, en başta da üretim, satış ve ithalat yasaklanmamış, tam aksine hayvanların katline olanak tanıyan değişiklikler yapılmıştır.
Yasada ayrıca yerel yönetimlere barınak inşa etmeleri için 31/12/2028 tarihine kadar süre verilmiş, bu süre içinde hayvan hapishanesi inşa etmeyen yerel yönetimlere yaptırım uygulanması öngörülmüştür. Hatta buna rağmen, Bakanlık talimatıyla valilikler, Yasadaki bu süreyi de beklemeden, toplama alanları adı altında yerler oluşturarak, köpekleri toplama çabası içinde, il hayvanları koruma kurullarından karar çıkarmaya çalışmaktadırlar. Böyle bir karar açıkça hukuka aykırıdır.
Yasa değişikliği ile birlikte, insanlıktan nasibini almamış kişiler tarafından, hak hukuk tanımaz bir şekilde hayvan katliamları başlamıştır.
Esas olan yaşatmaktır, öldürmek değil! Öldürmek çözüm olarak gösterilemez, uygulanamaz. Ama maalesef, Yasa değişikliği ile öldürmek esas yaşatmak istisna haline getirilmek istenmiştir.
Halbuki birlikte yaşayarak; zarar vermeden ve zarar görmeden çözüm mümkündür. Unutulmamalıdır ki, bu dünya sadece insanlara ait değildir. Duyguları olan, acı çeken bir canlı türü olan hayvanlar, ekolojik sistemin vazgeçilmez unsurlarındandır.
Şayet sokaktaki hayvan popülasyona ilişkin bir çözüm isteniyorsa;
Öncelikle ve özellikle;
· Evcil hayvan üretim, satış ve ithalatı durdurulmalıdır.
· Tüm ilgililerin ve gönüllülerin katılacağı bir kısırlaştırma seferberliği başlatılmalıdır.
· Sahiplendirme özendirilmeli ve bir yönteme bağlanmalı; terklere yaptırım getirilmelidir.
· Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına anaokulu düzeyinden itibaren başlanmalı; sosyal medya ve televizyonlarda hayvan sevgisini anlatan kamu spotları ve filmler yayınlanmalıdır.
Yaşam hakkı savunucuları olarak, dünyayı paylaşmaktan mutluluk duyduğumuz hayvan dostlarımızın yaşam hakkının tamamen güvence altına alındığı yasal düzenlemelerin hayata geçirileceği ve coşkuyla kutlayacağımız 4 Ekim’lere kadar mücadelemize devam edeceğimizi, hayvan haklarını yok sayan her türlü yasal düzenlemenin ve uygulamanın karşısında olduğumuzu, hayvanların yaşam hakkına kast eden, işkence eden, istismarda bulunan, kötü muamele eden tüm kişi ve kuruluşların takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla bildiriyor, 2024 Dünya Hayvanları Koruma Gününü kutlamıyoruz.