Bodrum’da Avukatlar Günü nedeniyle Bodrum’da yüzün üzerinde avukat bugün Bodrum Belediye Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde buluştu. Baro temsilcisi Onursal Özbek ve avukatlar Anıta çelenk koydu, arkasından basın açıklaması yaptı.
HİÇBİR HAKİM COGRAFİ GÜVENCEDE DEĞİL
Özbek yaptığı açıklamada “Yıllar önce Avukatlar Günü’nü hakimler savcılar birlikte kutlardık, Şimdi ise memur olmalarından ötürü onları davet bile edemiyoruz. Çünkü hiçbir hakim coğrafi güvence altında değil. Hiçbir memurda demokratik herhangi bir eyleme katıldığı için bağımsız ve özgür olma lüksüne sahip değil. Bu nedenle buraya bir hakim dahi davet etmek istemiyoruz. Çünkü ettiğimiz zaman gelemiyorlar, geldikleri zaman başlarına gelecekleri biliyorlar” ifadelerini kullandı.
BUDA İKTİDARA DERT OLSUN
Özbek açıklamasının sonunda ise “Biz önünü iliklemeyen cüppesinde düğme olmayan meslek grubuyuz. Siyasi bir parti veya bileşim değiliz. Demokrasiye, özgürlüğe ve hukuka karşı olan her eylemde varız. Ve olacağız da. Bunu bildikleri için bizim davetlerimize katılamıyorlar. Biz de onları anlayışla karşılıyoruz. Bu da iktidara dert olsun” diyerek açıklamasını bitirdi.
Avukatların eylem ve basın açıklaması alkışlarla ve “Savunma Susmadı Susmayacak” sloganları ile sona erdi.
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ
Basınımızın Değerli Temsilcileri,
Tüm zorlu koşullara rağmen, adaletin gerçekleşmesi için gecesini gündüzüne katan, fedakarca görev yapan meslektaşlarım,
Bizlere onurlu mesleğimizi yapabileceğimiz bir vatan ve cumhuriyet bırakan başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, vatanı için canını feda etmeyi göze alan aziz şehitlerimize, ülkemizin hukuk devleti olması yolunda ömrünü adayan ve bu uğurda yaşamını yitiren hukukçularımıza; bir kez daha minnet ve saygılarımızı sunuyoruz.
Avukatlar, yalnızca bireylerin haklarını değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü, adil yargılanma hakkını ve demokratik toplum düzenini koruma sorumluluğunu taşımaktadır. Hukuk devleti ilkesinin aşındığı, yargının bağımsızlığının zedelendiği ve savunma makamının sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı, avukatlık mesleğinin icrasını zorlaştıran hukuki, ekonomik ve sosyal engellerin giderek arttığı bir dönem yaşıyoruz. Savunma hakkını, meslek örgütlerimizin bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü koruma ödevimiz hiçbir zaman bugünkü kadar önemli olmamıştı.
Hukuk devleti ilkesi, bağımsız savunmanın varlığıyla kaimdir. Savunma makamını temsil eden avukatların serbestliği Avukatlık Kanunu’yla; avukatların meslek örgütü olan Baroların özerkliği ise Anayasa’nın 135’nci maddesi çerçevesinde kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin demokratik meşruiyetini ve kendi organlarını serbestçe oluşturma hakkıyla teminat altına alınmaktadır. Bu teminatlar, avukatlık mesleğinin bağımsız icrasının yanı sıra, bağımsız yargının ve adil yargılanma hakkının korunmasının da ön şartıdır.
Bu doğrultuda, İstanbul Barosu Genel Kurulunun iradesiyle göreve gelen Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin, mesnetsiz iddialara dayanılarak, hukuka aykırı bir kararla görevden alınmak istenmesi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı ilkelerine açıkça aykırıdır. Bu, yalnızca bir Baro yönetimine yönelik tasarruf olmanın ötesinde, tüm baroların kurumsal özerkliğine, savunma makamının bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğüne yönelik ağır bir müdahale niteliği taşımaktadır. Zira Barolar, yalnızca meslek örgütleri değil, aynı zamanda demokratik toplum düzeninin teminatı olan avukatlık mesleğinin icrasını güvence altına alan anayasal kurumlardır.
Avukatların mesleki faaliyetleri nedeniyle yargısal ve idari baskılara maruz bırakılmasını kabul etmiyoruz. Başta Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı olmak üzere tutsak edilen tüm meslektaşlarımızın derhal salıverilmesini talep ediyoruz.
Son dönemde, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını ihlal eden, yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahale ettiği duygusunu güçlendiren hukuka aykırı çok sayıda uygulamaya tanıklık edilmektedir.
Bu süreçte doğrudan siyasi sonuçlar doğuran işlemleri nedeniyle, yargının siyasi saiklerle hareket etmeye zorlandığı izlenimi doğuran; kişilerin ve avukatların ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, boykot hakkı gibi anayasal haklarını açıkça ihlal eden gelişmeler yaşanmaktadır. Mahkemelerin, hukukun temel ilkelerine ve yerleşik içtihada aykırı şekilde verdiği kararlar, yurttaşların hukuka olan güvenini derinden sarsmaktadır. Anayasal haklarını kullandıkları için 299 öğrenci ve yüzlerce vatandaşımız tutukludur. Kadın öğrenciler gözaltında tacize uğramıştır. Yasal haklarını kullanan vatandaşlara destek veren sanatçılar gözaltına alınmış, işlerinden atılmaları sağlanmıştır. Seçilmiş belediye başkanları türlü nedenlerle görevden alınmış, tutuklanmış ve yerlerine kayyumlar atanmıştır.
Bu yaşadıklarımız, yargının siyasi çatışma ve çekişmelerin etkisine açık hâle getirildiğinin, hukuk güvenliğinin ortadan kalktığının ve keyfî uygulamaların olağanlaştığının göstergesidir.
Avukatlar olarak, hukuka aykırı süreçlere karşı hukukun üstünlüğünü, adil yargılanma hakkını ve savunma özgürlüğünü koruma mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.
Avukatlar, yalnızca mesleki faaliyetlerini icra ederken maruz kaldıkları hukuki ve idari baskılarla değil, aynı zamanda ağırlaşan ekonomik-sosyal koşullar ve uğradıkları saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermek zorunda bırakılmaktadır. Özellikle mesleğin ilk yıllarında bulunan genç avukatlar, öngörüsüzce açılan hukuk fakültelerinin yarattığı nicelik sorunu ve kamu kaynaklarının adaletsiz bir şekilde dağıtılmasıyla birlikte büyük bir ekonomik çıkmazın içine sürüklenmektedir. Ekonomik güvenceden mahrum bırakılan stajyer avukatların, imtiyaz değil eşitlik talep eden kamu avukatlarının, her yaş ve kıdemden serbest avukatların yaşadığı gelecek kaygısı, savunma makamının yargı sistemindeki rolünün etkisizleşmesine yol açmaktadır. Unutulmamalıdır ki, savunma hakkının etkin kullanılamadığı bir sistemde, adil bir yargılamadan da söz edilemez.
Bağımsız savunma, yalnızca bireysel bir hak değil, toplumun hak arama özgürlüğünün temel güvencesidir. Ancak mevcut ekonomik ve sosyal koşullar, avukatları güvencesizliğe mahkûm ederek, mesleğin toplumsal işlevini zayıflatmaktadır. Bugün mesleğimizin ekonomik ve sosyal güvencelerini savunmak, kutsal savunma hakkına ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak demektir.
Yargının bağımsızlığının yok edilmesine, Baroların seçilmiş organlarının görevlerine yargı müdahalesiyle son verilmesi çabalarına ve hukukun üstünlüğünün zedelenmesine karşı meslek onurumuzu ve toplumun adalete olan inancını koruma kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Meslektaşlarımıza ve tüm kamuoyuna duyurmak isteriz ki, bağımsız savunmanın, özgür ve kararlı temsilcileri olarak buradayız; görevimizin başında, sorumluluğumuzun farkındayız.
Hukukun üstünlüğünün tesis edildiği, başta adil yargılanma hakkı olmak üzere hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir hukuk düzeni için savunma hakkına ve avukatlık mesleğine saygının gereklerinin yerine getirilmesi dileklerimle, Avukatlar Günümüzü kutluyor, hepinize saygılar
Av. Onursal ÖZBEK
Muğla Barosu
Bodrum İlçe Temsilcisi