Bodrum’da Muğla Yaşam Hakkı Savunucuları’nın çağırıs üzerine bugün onlarca hayvansever Bodrum Kaymakamlık binası önünde toplandı. Bodrum Hayvan Hakları Derneği gönüllülerininde destek verdiği eylemde “Hayvanları Koruma Kanunu” adı altında yapılan değişikliklerle toplu kıyımların meşrulaştırıldığı belirtildi.
Hayvanseverler adına basin açıklamasını Aybüke Özel yaptı.
KATLİAM YASASIYLA VİCDANLAR ÖLDÜRÜLDÜ!
Aybüke Özel açıklamasında “Sözde “koruma” adı altında yapılan değişiklikler, hayvanların toplu kıyımına dönüşmüştür. Belediyelerin eliyle hayvanlar sistematik şekilde toplanmakta, ölüm kamplarına çevrilen barınaklara kapatılmakta ve sessizce yok edilmekte, bilinmeze gönderilmektedir. Barınaklarda zorunlu kısırlaştırmalar ve rutin aşılama programları durmuştur. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre bu uygulamalar, sokak hayvanlarının hem sağlıklı hem güvenli yaşaması için temel uygulamalardır. Bu programların durması, hem hayvan hem de halk sağlığını tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı.
HUKUK YOK SAYILDI, TALİMAT DÜZENİ GETİRİLDİ!
Özel açıklamasının devamında ise “Bakanlık, kanun ve yönetmelikte hayvan lehine uygulanabilecek maddelerin uygulanmasını engelleyen, mevzuata aykırı yazıları valiliklere ‘genelge’ olarak göndererek belediyeler üzerinde baskı kurmaktadır. Kanunun hayvan lehine hükümleri hiçe sayılmakta, idarenin keyfi emirleri kanunun önüne geçmektedir.
İl Hayvanları Koruma Kurulları, kanunun ruhuna ve lafzına aykırı kararlar almakta; hayvanları korumak yerine belediyelerin hayvanları toplama ve yok etme uygulamalarını meşrulaştırmaktadır. İl Hayvan Koruma Kurulu Toplantılarında hayvan lehine alınan kararların uygulamaları takip edilmeyip, denetlemeleri yapılamazken, sistem tamamen hayvan aleyhine işletilmektedir.Üstelik belediyelere torpille personel yerleştirildiği iddiaları ayyuka çıkmıştır, hayvan sevgisi ve bilgisi olmayan kişiler hayvanların bakımıyla ilgili görevlendirilmektedir. Kanun ve yönetmeliklerde açıkça yazılı olmasına rağmen belediyelerin ve ilgili kurumların gönüllülerle işbirliği içinde çalışması hiçe sayılmakta; gönüllüler barınaklara alınmamakta, hayvanların yaşamını doğrudan ilgilendiren kararlardan dışlanmaktadır” dedi.
Özel açıklamasını “Ormanları koruyamayan, kadınları yaşatamayan, çocukları istismardan savunamayan bir devlet pratiği, şimdi de hayvanların yaşamına kastetmektedir. Yeni yasa ile popülasyonun ve sahiplendirmenin artacağı iddiaları bilimsel gerçeklerle çelişmektedir. Kısırlaştırma ve aşılama durduğu için hem kontrolsüz çoğalma hem de sahiplendirme ciddi şekilde engellenmiştir. Bilimsel ve hukuki veriler açıktır: Avcılık, hayvanların yaşam hakkına doğrudan saldırıdır. TCK, 5199 sayılı Kanun, Bern Sözleşmesi ve CITES’e göre vahşi yaşam korunmak zorundadır. Buna rağmen “sürdürülebilir av” adı altında kitlesel katliamlar teşvik edilmektedir. Yaşam hakkını korumak için avcılık derhal yasaklanmalıdır.
BU ÜLKE, VİCDANSIZ BİR DÜZENE TESLİM EDİLEMEZ!
Tüm bunlar yaşanırken, yetki kendi ellerinde olmasına rağmen, bizzat çıkardıkları yasaları uygulamayan; genelgeler ile kanunu delen ve sorumluluk üstlenmeyen bir hükümet anlayışıyla karşı karşıyayız” diyerek sözlerini tamamladı. Grup alkışlı protesto ve “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları ile eylemini bitirdi.