Muğlalı Türk aktivist Ayçin Kantoğlu, Gazze’ye yardım götüren gemilere yapılan baskının ardından İsrail hapishanesinde ahlaksız muameleye, çıplak aramaya, su ve ilaçsız bırakılmaya maruz kaldıklarını ve kadınların Ben-Gvir’i “soykırımcı pislik” diyerek protesto ettiğini anlattı.
Gazze’ye insani yardım götüren gemilere düzenlenen baskının ardından İsrail’de alıkonulan aktivistlerden Muğlalı Ayçin Kantoğlu, yaşadıkları zorlukları ve gördükleri kötü muameleyi İstanbul Havalimanı’na dönüşünde anlattı.
Kantoğlu, İsrail askerlerinin kendilerine yönelik “son derece ahlaksızca işler” yaptığını belirterek, “Yapılması gerekeni yaptık ve geldik. Korkmuyoruz onlardan,” dedi.
“Gazze’ye Hoş Geldiniz” Pankartıyla Alay Ettiler
Alıkonulduktan sonra kadın mahkumların tutulduğu alanda karşılaştıkları ahlaksız bir durumu aktaran Kantoğlu, şunları söyledi:
“Bizi yani kadın mahkumları koydukları yere büyük bir bez pankart hazırlatmışlar. Üzerine Gazze’nin son halini bastırmışlar. ‘Gazze’ye hoş geldiniz’ yazmışlar, bu kadar ahlaksızca bir işti. Adeta suçlarını üzerlerinde taşıyorlar.”
Limanlara indirildiklerinde kendilerini oldukça iyi Türkçe konuşan kişilerin karşıladığını belirten Kantoğlu, Muğla’dan geldiğini söylediği bir kişiyle arasında geçen diyaloğu anlattı:
“Biri bana, nereden geldiğimizi ve nerede olduğumuzu sordu… ‘Şimdi nerede olduğunu biliyor musun?’ dedi. ‘Beni kaçıran sensin. Dolayısıyla nerede olduğumu senin söylemen lazım, neredeyiz?’ dedim. ‘İsrail’desin, artık Gazze Mazze yok farkında mısın?’ dedi. Ben de şöyle bir müstehzi (alaycı) ona güldüm.”
Bakan Ben-Gvir’e “Soykırımcı Pislik” Protestosu
Kantoğlu, aynı günün akşamı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir‘in yanlarına geldiğini ve onu protesto ettiklerini söyledi:
“Bizi bir kafese kapatmışlardı. Gerçekten bir hayvan, bir köpek kafesiydi, kadınlar hep beraber orada duruyorduk. Ben-Gvir yanımıza gazetecilerle geldi ve beyanat vermeye çalıştı… Biz, Ben-Gvir’i ‘O koca çeneni kapat soykırımcı pislik’ diyerek protesto ettik.”
Bu sloganın, hapishane koşullarını daha da zorlaştırdığını belirten Kantoğlu, “Hiç pişman değilim o sloganı attığımız için. Bence doğrusunu yaptık,” dedi.
Koğuşlarda Zorlu Koşullar ve Filistinlilerin İzleri
Kaldıkları cezaevi koşullarını anlatan Kantoğlu, 5 kişilik hücrelerde 15 kişi kaldıklarını, temiz su verilmediğini ve 40 saate yakın yemek almadıklarını ifade etti.
Kaldıkları hücrelerin duvarlarında kanla yazılmış yazılar olduğunu belirterek, “Annelerin, hücrelerin duvarlarına evlatlarının ismini yazdığını gördük. Aslında Filistinlilerin yaşamış olduğu şeyleri bir nebze olsun yaşamış olduk. Tuvaletlerden su içmemizi söylediler,” dedi.
Greta Thunberg’e Şiddet İddiası ve Çıplak Arama
Kantoğlu, İsrail askerlerinin alıkonulan iklim aktivisti Greta Thunberg’e vurduğunu görenlerin olduğunu ve Thunberg’in elleri arkadan İsrail bayrağıyla bağlanarak yürütüldüğünü aktardı.
İsrail askerlerinin başörtülü kadınların başını açmaya çalıştığı iddialarına yönelik soruya ise Kantoğlu, maruz kaldıkları baskıyı şu sözlerle açıkladı:
“Çıplak arama da yapıldı, her şeyi çıkardılar. Hemen hemen her kontrol noktasında defalarca arandık. Ağzımızın içine, dişlerimizin arasına baktılar. Bize terörist muamelesi yapmaya çalıştılar ama bizler suçlu olmadığımızı her seferinde onların yüzlerine haykırdık.”