Mühendis Tek-Sen Konfederasyonu 6 sendikanın bir araya gelmesiyle kuruldu. Mühendis Tek-Sen Konfederasyonu Kurucu Genel Başkanı Başak Komar, “Artan enflasyonla birlikte sadece alım gücümüz değil, mesleklerimizin saygınlığı da hızla eriyor. Üniversite tercihlerindeki düşüş, yeni mezun mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının ve Teknik Hizmetler Sınıfı çalışanlarının umutsuzluğu bu sürecin yansımasıdır. Oysa bizler; bu ülkenin bilişim sistemlerini, sanayisini, altyapısını, enerji sistemlerini, şehir planlamasını, çevresini inşa eden insanlarız” dedi.
Mühendis Tek-Sen Konfederasyonu 6 sendikanın bir araya gelmesiyle kuruldu. Ankara’da bir otelde düzenlenen sempozyumda kuruluşunu ilan eden Mühendis Tek-Sen Konfederasyonu; Mühendis Tek-Sen Bayındırlık Sendikası, Mühendis Tek-Sen Tarım Orman Sendikası, Mühendis Tek-Sen Büro Sendikası, Mühendis Tek-Sen Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası, Mühendis Tek-Sen Yerel Yönetimler Sendikası ve Mühendis Tek-Sen Kültür Turizm Sendikası’ndan oluştu. Konfederasyon Kurucu Başkanı Başak Komar, 1 Ağustos’ta başlayacak 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri öncesi taleplerini dile getirdi.
Sempozyuma; CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, İYİ Parti STK’lardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Elif Loğoğlu, Anahtar Parti STK’lardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ömer Sarıoğlu, Gelecek Partisi Çalışma ve Sosyal Güvenlikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Can Cankesen ve Akademisyen Prof. Dr. Kasım Mermerdaş’ın yanı sıra çeşitli STK’ların ve sendikaların temsilcileri ile kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan mühendis, mimar, şehir plancıları ve teknik hizmetler sınıfı çalışanları katıldı.
“SESİMİZİN DUYULMASINI İSTİYORUZ”
Komar, şunları söyledi:
“1 Ağustos’ta başlayacak 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri yalnızca ücret pazarlığı değil, kamu hizmetlerinin niteliğini, liyakatini ve geleceğini belirleyecek bir süreç. Bizler o masada sesimizin duyulmasını istiyoruz. Sadece geçinmek değil, iyi koşullarda yaşamak istiyoruz. Bizler yalnızca teknik iş gücü değil; bu ülkenin aklı, emeği, vicdanıyız.
Mühendislik ve Mimarlık Meslek Kanunu çıkarılmalı, ücret adaletsizliği giderilmeli, eşdeğer mesleklerle eşit ücret sağlanmalı, meslek grupları ile aramızdaki ücret farkı kapatılmalı, yasal düzenlemelerle bu değişiklikler emekliliğe yansıtılmalı. Maddi kayıplar için Mesleki Sorumluluk Sigortası zorunlu hale getirilmeli, koruyucu giyim yardımı düzenli olarak verilmeli, teknik hizmetler sınıfının ek göstergeleri yükseltilmeli, sosyal denge tazminatı bütün kurumlarda verilmeli. Ayrıca mühendislik mesleğinin toplumsal itibarı yeniden sağlanarak, havacılık tazminatı ödemelerindeki eşitsizlik giderilmeli ve teknik sorumluluk tazminatı, tüm teknik hizmet sınıfı çalışanlarına adil şekilde verilmeli.
Liyakat, eşitlik ve şeffaflık kamu yönetiminin temel direği olmalı, işin muhtevası teknik detaylara dayanan kurum ve kuruluşlarda yöneticilerin seçilmesine özen gösterilmeli. Adil bir yaşanabilir emeklilik ve sosyal güvenlik sistemi kurularak, özel hizmet tazminatı oranları arttırılmalı ve her teknik personele ödemeler 3 aylık dilimler yerine aylık olarak ödenmeli.
MÜHENDİSLER YOKSULLUK SINIRININ YARISI İLE GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR
Bağımsız araştırma kuruluşlarının verileri, dört kişilik bir memur ailesinin yalnızca sağlıklı bir şekilde beslenebilmesi için gerekli açlık sınırının 35 bin 712 lira olduğunu gösteriyor. Temel ihtiyaçların tamamını kapsayan yoksulluk sınırı 85 bin 969 lira. Bugün birçok mühendis, yoksulluk sınırının yarısı kadar maaşla geçinmeye çalışıyor. Emeklilerimiz ise açlık sınırının altında hayata tutunmaya çalışıyor. Bu bir ekonomik gösterge değil, bir insanlık dramıdır.
MESLEĞİN SAYGINLIĞI HIZLA TÜKENİYOR
Artan enflasyonla birlikte sadece alım gücümüz değil, mesleklerimizin saygınlığı da hızla eriyor. Üniversite tercihlerindeki düşüş, yeni mezun mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının ve Teknik Hizmetler Sınıfı çalışanlarının umutsuzluğu bu sürecin yansımasıdır. Oysa bizler; bu ülkenin bilişim sistemlerini, sanayisini, altyapısını, enerji sistemlerini, şehir planlamasını, çevresini inşa eden insanlarız.”
MÜHENDİSLERİN KATKISIYLA ÜLKE KALKINIR
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, ülkelerin kalkınmalarının mühendislerin eliyle gerçekleştiğini söyleyerek, “Ülkemizde mühendisin değeri hiçbir şekilde bilinmiyor. Mühendislerin çalışma koşulları yüzünden ülke dışına gitmesi bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisi. Çünkü ülkenin kalkınması, geleceğe taşınması, hayatın olağan seyri içerisinde dönmesi ancak mühendislerin katkısıyla mümkün” ifadelerini kullandı.
“MÜHENDİSLERİN HAK ETTİĞİ ÜCRETİ ALMASI GEREKİR”
Mühendislerin geleceğe dair kaygılarının ne kadar az olursa başarılarının o kadar artacağının altını çizen CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı da “Bunu sağlamak için mühendislerin önce çalıştığı kurumlarda önemsenmesi ve hak ettikleri değerin verilmesi gerekir. Mühendisler gündelik hayatını idame ettirme noktasında, ‘ben sokağa çıktığımda, alışverişe gittiğimde veya çocuğumla ilgili bir harcama yapmak zorunda kalırsam bunu nasıl yapacağım’ diye endişeye kapılmaması gerekir. İşte bu nedenle de mühendislerin hak ettiği ücreti alması gerekir” diye konuştu.
YENİ MEZUN VE ÖZEL SEKTÖRDEKİ MÜHENDİSLERİN YAŞADIĞI ZORLUKLAR
İYİ Parti STK’lardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Elif Loğoğlu ise yeni mezun olan ve özel sektörde işe başlayan mühendislerin sorunlarına dikkat çekerek, “Kamuda çalışan mühendislerimizin durumunun ve mali şartlarının kötü olduğunu söylerken, bunun yanı sıra özel sektörde de mühendislerimizin de durumunun hiç iyi olmadığını belirtmeliyim. Çünkü mezun olan öğrencilerimizin asgari ücretlerle işe başladığını çok net görebiliyoruz. Bu nedenle genç mühendislerimiz mali şartlar ve özel sektörde işten çıkarılma konusunda yaşadıkları kaygılar nedeniyle hayatlarına çok zor şartlar altında devam ediyorlar” dedi.