Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020 tarihinde kaybolmuştu. 21 Temmuz günü de Gültekin’in kısmen yanmış cesedi ormanlık bir alanda bir varilin içinde bulunmuştu.
Pınar Gültekin cinayetinde Yargıtay’dan şok karar
Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı’nın yargılandığı dava 2022’de sonuçlanmış, Muğla’daki yerel mahkeme Cemal Metin Avcı’ya önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiş sonra bu cezada haksız tahrik indirimi uygulayarak 23 yıla düşürmüştü. Mertcan Avcı ile diğer sanıklar ise beraat etmişti.
Yargıtay 2 kararı da bozdu
İzmir İstinaf Mahkemesi bu kararı bozarak Cemal Metin Avcı’ya ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’ya ise 4 yıl hapis cezası verdi. Dosya bir kez daha temyiz edilince bu kez Yargıtay iki kararı da bozdu.
Haksız tahrik
Yargıtay, Cemal Metin Avcı’nın tasarlayarak ve canavarca hisle öldürme suçundan değil, nitelikli olmayan kasten öldürme ya da eziyet yoluyla öldürme suçundan haksız tahrik indirimi uygulanarak cezalandırılması gerektiğine karar verdi. Karara, heyette bulunan 5 kişiden 2’si muhalefet şerhi koydu.
Pınar Gültekin cinayetinde Yargıtay’dan şok karar
Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ise karara tepki göstererek şunları söyledi:
“Pınar Gültekin dosyası ile ilgili Yargıtay’ın 3’e 2 muhalefet şerhiyle kararı bozduğuna dair Sabah gazetesinde bugün haber çıktı. Böyle bir Yargıtay kararı tarafımıza tebliğ edilmedi, ancak Adli Tıp raporuna göre diri diri yakıldığı sabit olan, sonrasında beton dökülerek nehre atılan müvekkillerin kızı Pınar Gültekin hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği ve canavarca hisle öldürmenin olmadığı yönündeki tespit tam bir hukuk garabetidir. Diri diri yakıldığı sabit olan bir genç kız, canavarca hisle öldürülmemişse nasıl öldürülmüştür? Bize göre bir oy ile 3/2 oy çokluğuyla verilen bu karar hukuken ve fiilen kabul edilemez mahiyettedir.”
“Sözün bittiği yerdeyiz”
Epözdemir, kararın kendilerine tebliğ edilmediğini basın yoluyla kararı gördüklerini söyleyerek, “Mağdur aile vekili olarak görev yaptığımız müvekkillerin kızı Pınar Gültekin’in hunharca ve vahşice katledilmesine ilişkin dosya kapsamında, İzmir Bölge Adliyesi Mahkemesi 4. Ceza Dairesi sanık Cemal Metin Avcı hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesine göre tasarlayarak ve canavarca hisle kasten öldürme suçundan Ağırlaştırılmış Müebbet hapis cezası, sanık Mertcan Avcı bakımından ise Türk Ceza kanun’nun 281. maddesi uyarınca suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçundan 4 yıl hapis cezası vermişti. Bu karar taraflarca temyiz edilmiş ve dosya Yargıtay’a gönderilmişti. Bugün henüz tarafımıza tebliğ edilmeyen, bilgimizin olmadığı ve her nasılsa basınla paylaşılan Yargıtay 1. Ceza Dairesinin kararını biz de basından öğrendik. Buna göre Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Başkan vekili ile birlikte iki üyenin karşı oyuna rağmen, üçe iki şekilde oy çokluğuyla kararı bozmuştur. Sanık Cemal Metin Avcı’nın müvekkillerin kızı Pınar Gültekin’i canavarca hisle ve tasarlayarak öldürmediği, kendisine aynı zamanda haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği gerekçesiyle karar sanık lehine bozulmuştur. Bize göre Yargıtay’ın oy çokluğuyla aldığı bu karar açıkça hukuk garabeti mahiyetindedir. Aşamalarda üç defa değişen, kendi içinde çelişen, dosyadaki delillerle desteklenmeyen, ezberlenmiş ve kurgulanmış haksız tahrik savunmasına kutsiyet atfedip, haksız tahrik uygulamak suretiyle cezanın indirilmesi gerektiği şeklindeki tespit açıkça hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsizdir. Yine dosyada bulunan adli tıp kurumu raporuna göre henüz canlıyken diri diri yakılan, üzerine beton dökülerek nehre atılan Pınar Gültekin’in canavarca hisle öldürülmediği şeklindeki tespit ise inanılmazdır. Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinin gerekçesinde dahi canavarca hisle öldürme haline örnek olarak kişinin canlı yakılması gösterilmişken, adli tıp raporuna göre diri diri yakıldığı tespit edilen maktule Pınar Gültekin’in ölümünün canavarca hisle gerçekleştirilmediğini söylemek son derece manidar ve düşündürücüdür. Bir kimseyi diri diri yakmak canavarca hisle öldürme değilse, hangi durumda bu nitelikli hal uygulanabilecektir? Bunu anlayabilmek mümkün değildir. Geldiğimiz noktada İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Yargıtay’ın bozma ilamı doğrultusunda karar verir ve karar bu haliyle kesinleşirse; sanık Cemal Metin Avcı 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecektir. Kendisine netice ceza olarak 12 yıl hapis cezası verilmesi halinde, şartla salıverme ve denetimli serbestlik kurumları tatbik edildikten sonra 7 yıl cezaevinde kalacaktır, kendisine üst sınırdan 18 yıl hapis cezası verildiği takdirde ise, şartla salıverme ve denetimli serbestlik kurumları uygulandıktan sonra 11 yıl cezaevinde kalacaktır. Ceza infaz hukukunun temel ve evrensel prensibi ve amacı ıslah iken, bize göre hunharca ve vahşice cinayet işleyen bu sanığın henüz ıslah olmadan topluma karışması kamu vicdanında ve müvekkil ailenin vicdanında derin yaralar açacaktır. Yargıtay 1. Ceza Dairesinin oy çokluğu ile vermiş olduğu bu karar, kadına şiddet ve kadın cinayetleri ile yeknesak ve esaslı bir mücadele iradesini akamete uğratabilecek olan bir karardır. Bu karar kızlarını vahşi bir cinayette kaybetmiş olan müvekkil aile üyelerini hayal kırıklığına uğratmış ve ziyadesiyle üzmüştür. Şüphesiz ki bu karar, tarih önünde müvekkil ailenin vicdanında ve kamu vicdanında mahkum olacaktır. Yargıtay’ın bu bozma kararına karşı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin direnme kararı vermesi ve failin hak ettiği emsal mahiyette cezalandırılabilmesi için hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Bu kararla ilgili aslında çok şey söylemek istiyoruz ama özneden yola çıkıyoruz ve fakat yükleme doğru tıkanıyoruz. Yani sözün bittiği yerdeyiz.”