Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, bir şehrin MARKA olabilmesi için gerekli uluslararası ölçütler var;
Çevre bilinci, alt yapı, yapılaşma ve nüfus açısından taşıma kapasitesi, tarih, doğa ve enerji kaynakları açısından koruma-kullanma dengesi ve 5-10-20-30 ve 50 yıllık gelecek vizyonu ve misyonuna ışık tutacak stratejik planı…
İşte tüm bunlar olmadan, ‘’Ben markayım, tüm dünya Bodrum’u tanıyor.’’ demekle MARKA olunmuyor. Hatta tam aksine altı doldurulmamış şöhret kısa zamanda sönmeye mahkûmdur. Bodrum’u bekleyen tehlike de budur.
Korkarım ki, radikal ve çok acil önlemler alınmazsa, kısa süre sonra Bodrum’un bir ‘’turizm cenneti’’ olarak değil de, bir RANT ve İNŞAAT arpalığı olarak anılacağı günlere çok az zaman kaldı.
Şayet bu acı gerçekle yüzleşmek istemiyorsak siyasi, idari, ekonomik bedeli ne olursa olsun risk almayı becerebilirsek belki Bodrum’u marka şehir yapma şansını kaçırmamış oluruz.
Geçen hafta bu köşede, konusunda tek uzman, “Marka Şehir” danışmanı Muhterem İlgüner’in Kruvaziyer turizm konulu son yazısına yer vermiştim.
Dikkatinizi çekti mi bilemiyorum? O yazıda Bodrum için erken uyarı sinyali vardı. 4.000-5.000 kişilik neredeyse bir ilçe nüfusunu içinde barındıracak kapasitede dev yolcu gemisiyle, dünyanın önemli turizm destinasyonlarına uğrayarak yolcu gezdirme işine, “kruvaziyer turizm” deniliyor.
İşte o yazıda Sayın İlgüner’in verdiği istatistiklere göre Bodrum, kruvaziyer gemi ağırlayan destinasyonlar içinde, Galataport ve Kuşadası’ndan sonra üçüncü sırada. Bu Bodrum için turizm esnafının yüzünü güldüren güzel bir gelişme. Ancak bir o kadar da risk barındıran bir tablo. Eğer kruvaziyer yolcular ve organizatörler, alt yapı, hijyen, güvenlik, çevre bilinci, fiyatlar ve tatil yaşamını mutluluğa dönüştürecek diğer unsurlar açısından Bodrum’dan memnun kalmadıkları taktirde anında gözünün yaşına bakmadan programdan çıkarıyorlar.
Nitekim 2023’te İzmir kruvaziyer turizm rotasından çıkartıldı. Sebep çok açık; yukarıdaki ölçütler. Kruvaziyer turizm, bölge ekonomisine büyük katkısı olan bir döviz makinesi olduğu kadar, aynı zamanda adeta ürkek bir Ceylan. Korktuğu anda menzilimizden çıkıveriyor.
İzmir’in cezalandırılmasının altında yatan ana neden; bir türlü ‘’MARKA ŞEHİR’’ olamayışıdır.
-Yani, sizi markalaştıracak kalıcı – sürdürülebilir değerlere ve kazanımlara sahip değilseniz,
-Altyapınız ve çevre koruma bilinciniz yoksa,
-Topyekûn ve eşgüdümlü, uygulanabilir realist bir ‘’TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ ‘’ anlayışınız yoksa,
-1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı (3984 sayılı İmar Kanunu, 5. Madde) kapsamında, 1/1.000 ölçekli uygulama imar planına, hatta ruhsat aşamasına kadar bölgenin taşıma kapasitesini gözetmediyseniz;
1- Hiçbir zaman kalıcı-alternatif turizm cazibe merkezi olamazsınız.
2- Turizm çeşitliliğini geliştiremezsiniz
3- … Ve ‘’MARKA ŞEHİR’’ olamazsınız.
Bu acı gerçekler ve uyarıların anlamı şudur; bir gün Bodrum’da İzmir gibi kara listeye alınırsa iş işten geçtikten sonra şaşırmayalım, dövünmeyelim.
Şayet bu istenmeyen ama beklenen sonuçlarla yüzleşmemek için Bodrum’un markalaşması kaçınılmazdır. Hatta diyebilirim ki; değil kruvaziyeri ürkütmek, konaklamada bile Pazar payımızı başka destinasyonlara kaptırabiliriz. Turizm sektörü hiçbir zaman alternatifsiz kalmamıştır. Yani, bir başka deyişle Bodrum sektör açısından vazgeçilmez yegâne seçenek değildir. Bunu böyle bilelim.
Muhterem İlgüner’in yazısında da belirttiği gibi, fuarlarda broşür dağıtarak, arz-ı endam ederek “bize de bekleriz” kabilinden tanıtım devri bitmiştir.
Müşteri memnuniyetini hatta müşteri coşkusunu sağladıysan, kaliteysen, markaysan ancak bu işi sürdürebilirsin.
Bunun için; istatistiklerle, anketlerle ve saha çalışmalarıyla desteklenmiş iyi bir SWOT ve PESTEL analizleriyle işe başlamamız kaçınılmazdır.
Çıkan analiz sonuçlarına göre BODRUM için hazırlayacağımız 50 yıl sonrasına ışık tutacak stratejik plan bu işin ikinci ayağıdır.
Üçüncüsü; TOPLAM KALİTE Yönetim sistemini Bodrum’un anayasası veya kullanma kılavuzu yapmaktır.
Tüm bu aşamalar sizi ‘’MARKALAŞMIŞ’’ bir Bodrum’a götürecektir. İşte ancak o zaman yönetici de, yatırımcı da, turizmci de rahat uyuyabilir. Değilse kâbuslara, uykusuz gecelere hazır olalım.
O halde yazımın başlığını düzeltelim; “BODRUM MARKA ŞEHİR OLABİLİR Mİ?”
Hoşça kalın.