Sözcü’den Ümit Genç’in haberine göre, TFF 3’üncü Lig 2’nci Grup’ta son 3 maçta galibiyete hasret kalınca zirvenin gerisine düşüp devreyi 26 puanla 4’üncü sırada tamamlayan Muğlaspor’da, sportif direktör Ozan Özkan’la yollar ayrıldı. Takımda yaşanan krizin perde arkasında ise çok başka bir prim skandalı olduğu ortaya çıktı.
1-0 ÖNE GEÇİP KAYBETTİLER
İddiaya göre; bu ayın başında 1954 Kelkit deplasmanında 2-1 kaybeden Muğlaspor’da başkan Menaf Kıyanç maçtan önce oyunculara ve teknik heyete prim dağıtarak mutlaka kazanmalarını istedi. Oyuncular da maçtan önce gelen primle çeşitli ödemelerini yaptı fakat 1-0 öne geçmelerine rağmen maçı kaybettiler. Bunun üzerine başkan Kıyanç takımdan primleri geri yatırmalarını istedi. Yaşanan belirsizliğin ve çıkmazın ardından sportif direktör Ozan Özkan ile yollar ayrıldı.
‘GÖREVİME SON VERİLDİ’
Muğlaspor Kulübü’nün sosyal medya hesabından geçtiğimiz günlerde yapılan duyuruda, Sportif Direktör Ozan Özkan ile yolların karşılıklı olarak ayrıldığı belirtmişti. Ancak Özkan, bu açıklamaya itiraz ederek, ayrılık sürecinin farklı bir şekilde gerçekleştiğini öne sürdü.
Görevine son verildiğini söyleyen Özkan, “Kulübümüzden yapılan açıklamada karşılıklı anlaşarak ayrıldığım ifade edildiğinden dolayı bu açıklamayı yapıyorum; Görevime son verildiğini bizzat Başkanımız Sn. Menaf Kıyanç tarafından sözlü olarak bana bildirildiğini belirtmek isterim. Nedenini sorduğumda somut bir sebep söylememesi, uzun yıllar Muğla sporumuza emek vermiş bir kişi olarak ayrılığın daha yakışır bir şekilde olmaması beni derinden üzmüştür” dedi.
Açıklamasında göreve geldiği günden bu yana yaptığı çalışmalarını anlatan Özkan, “Göreve geldiğim şampiyonlukla bitirdiğimiz geçen yılın transfer döneminde, teknik adamların ve futbolcu kardeşlerimin transferlerini bizzat başkanımızın bana vermiş olduğu yetki ile tarafımca yoğun çalışma sonucunda özenle yaptığımı belirtmek isterim. Alt yapımızdan 7 oyuncumuzu A takım kadrosuna alıp şampiyon olduğumuz sezondan 3 altyapı oyuncumuzun direkt ilk 11’de yer bulmasının gururunu yaşadım. Bu oyuncularımızdan kalecimiz Akıl kardeşimizi, genç milli takım ve birçok Süper Lig ekipleri yetkilileri tarafından izlendiğini belirtmek isterim. Görevde bulunduğum sürede kulübümüzün geleceğini oluşturacak birçok genç futbolcu kardeşimizi de takımımıza dahil ettik. Şahsi çevrem ile yoğun çaba harcayarak kariyerinde Süper Lig başta olmak üzere birçok profesyonel futbol kulüplerinde forma giymiş, milli olmuş kıymetli kardeşim Savaş Yılmaz’ı son olarak 2. ligde futbol hayatını sürdürürken, Bal liginde bulunan kulübümüze kazandırmanın mutluluğunu yaşadım. Tüm bu süreçte başarılı ya da başarısız olmak tamamen benim sorumluluğumdaydı” ifadelerine yer verdi.
‘İSİM ÖNERDİM KABUL ETMEDİLER’
Forvet oyuncusu ihtiyacı olduğunu, birçok ismi önerdiğini ve kabul edilmediğini söyleyen Özkan, “Sezon başı heyecanla başladığımız 3. lig transfer dönemi çalışmalarımız için 5 kişilik transfer komitesi oluşturuldu. Bütün bu transferler, transfer komitesinin onayından geçerek yapıldı. Sezon başı hazırlık kampındaki hazırlık maçlarının sonucunda takımımıza forvet oyuncusu ihtiyacı olduğunu transfer komitesine ve kulüp başkanımıza defalarca, ısrarla ilettim. Birçok ismi önermeme rağmen maalesef kabul edilmedi. Oynanan ilk devre maçları sonucunda hücum bölgesindeki takımımızın yetersizliği herkes tarafından kabul edilmektedir” ifadelerini kullandı.
‘KELKİT MAÇINDAN ÖNCE ZAMANSIZ PRİM’
Teknik direktöre ve futbolculara yönetim tarafından sürekli müdahale edildiğini öne süren Özkan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Sportif Direktör olarak göreve geldiğim ilk sene şampiyonluk yaşayıp, ikinci sene tesis ve stadyum sıkıntılarına rağmen devre arasına lig liderinin sadece 3 puan gerisinde bitirdik. İşime son verilmesinin belirttiğim gibi sportif başarısızlıkla hiçbir alakası yoktur. Tamamen kulübümüzde yapılan futbol takımına zarar veren yönetimsel hataların, teknik direktöre ve futbolculara sürekli müdahale edilmesi, son olarak da Kelkit maçından önceki prim ödemelerinin zamansız yapılması ve bunlar gibi birçok olumsuz davranışların karşısında durmam, bu olayları engellemeye çalışmam ve takıma zarar verdiklerini başkan ve yöneticilere belirtmem onları tamamen rahatsız etmiştir. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar atasözü de tam bu konuya yakışmaktadır. Son olarak görev aldığım kısa 1,5 yıllık süre zarfında takımımız adına verdiğim emekler ortadadır. Takımımızın sezon sonu ulaşacağı şampiyonluk en çok beni onurlandıracaktır.”