Aydın ilinin Kuşadası ilçesindeki Yılancıburun Mevkii’nde yağmurlarla aşınan toprağın altında 2700 yıllık tarih çıktı. Kuros Heykeli’ne ait olduğu saptanan eser müzede koruma altına alındı.
Aydın’ın Kuşadası ilçesine bağlı Yılancıburun Mevkii’nde yürüyüş yapan Berkant Akbacak son yağmurlarla birlikte erozyona uğrayan toprak ile birlikte ortaya çıkan heykel parçası buldu. EKODOSD (Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği ) ile tarihçilerin yaptığı araştırmada eserin Kuros Heykeli’ne ait bir parça olduğu tespit edildi.
MÜZEDE KORUMAYA ALINDI
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü yaptığı açıklamada “Antik dönemden kalan arkeolojik bulguların kıyısal alanında ve sualtında hiçbir kazı çalışması yapılmadan bile görülebilen Yılancı Burnu’nda, yarımadanın batısındaki sahilde akıntı toprağın, dalgalar tarafından aşındırılmasıyla ortaya bir Kuros heykeline ait parçanın çıktığı, orijinal yerinde olmadığı, Bizans Dönemi’nde üzeri kazınarak devşirme malzeme olarak kullanıldığı anlaşıldı. Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararıyla, Aydın Arkeoloji Müzesi uzmanlarınca yerinden alınan parça, Aydın Arkeoloji Müzesi’ne götürülerek koruma altına alındı” dedi.
EKODOSD üyesi arkeolog Levent Kutbay ise “ 90’lı yıllarda yine Yılancı Burnu mevkiinde bir Kuros parçası bulunmuş ve Efes Müzesine götürülmüştü.Arkaik döneme özgü ayakta duran genç erkek heykellerine Antik Yunan da Kuros denilmektedir. Mısır sanatı etkisinde bacaklardan biri, genellikle solda bir adım ileride, kollar vücutla birleşmiş ve eller yumruk yapılmış olarak betimlenmiştir. İlk kez M.Ö. 615-590 arasında görülmüştür. Bu heykeller çoğunlukla genç yaşta ölmüş delikanlılar ya da Olimpiyat Oyunları’nda başarı kazanmış genç atletlerin mezar taşı veya anıtsal işareti olarak kullanılmıştır. Kuroslar yine aynı döneme ait Kore adı verilen giysili kadın tasvirleri ile büyük boyutlu mermer heykellerin ilk örnekleridir.Yılancı Burnundaki antik yerleşimin Antik yazar ve coğrafyacı Strabon’un ( MÖ 64 – MS 24) bahsettiği Marathesion ya da Neapolis kentlerinden biri olma ihtimali kuvvetlidir. Ancak alanda yapılan yüzey araştırmalarında bulunan seramikler kap parçaları burasının çok daha erken tarihlerden beri iskan edildiğini kanıtlamıştır. En eski kap parçaları erken tunç çağına (MÖ 3000 – MÖ 2000) aittir. Yılancı Burnu yarımada kıstağından çok daha geniş bir alana yayılmıştır ve ne yazık büyük bir kısmı siteler altında kalmıştır.” İfadelerini kullandı.