Yunan adaları,
turist sıkıntısı çekmiyor.
Dahası,
çok içip, gürültü yaptıkları için adalarda istenmeyen
ucuz Rus turistler Tükiye’ye yönlendiriliyor.
….
Turizm Bakanı ve çok değerli misafirleri de Yunan adalarını tercih ederken,
komşunun Turizm Bakanı ve değerli dostlarının tatil seçenekleri arasında Türkiye yer almıyor!
….
Bodrum’a zengin turist de gelmiyor.
Tek tük gelenler de Yalıkavak tan çıkmıyor.
….
Mikenos’a bir günde 14 bin yolcu kapasiteli 5 Cruise gemisi yanaşırken,
Bodrum’a haftada bir kaç tane Cruise gemisi uğruyor.
Bodrum’da çok kısa süre konaklayan Cruise gemisi güzel bir görüntü yansıtıyor…Ancak esnafa fazla bir yararı olmuyor.
Işıkları ile yüzer oteli andıran Suudi Arabistan gemisinden inenlerin, sadece üç harfli marketlerden alış veriş yapması, en yalın örnek.
….
Bodrum’un şansı,
Yunanistan’ın vize konusunda zorluk çıkarması.
Komşu,
“Adalara vizeyi kaldırdım” dese Türk turizmi büyük darbe yer.
….
Bodrum ile Yunan adalarını kıyaslamak doğru değil.
Bizim otellerimiz daha yeni ve görkemli olabilir, ancak komşu ile rekabet etme şansımız yok.
Çünkü,
Yunan adalarında turizmin ülke yönetimi ve aileler için kutsal bir anlamı var.
Öncelikle,
yerel yönetim, turisti mutlu etmek için çok sıkı bir denetim uyguluyor.
….
Ülkemizde, yeterli turizm ve otelcilik elemanı yok.
İlginç olan, peynir ekmek gibi İmam Hatip açılırken, turizm-otelcilik ve usta yetiştiren okulların açılmaması.
Herhalde gelecek yıllarda, turistlere imamlar hizmet verecek.
…..
Yunan adalarında oteller, tatil köyleri pis sularını denize vermediği için, sahiller çok temiz.
Bodrum Ortakent’te otellerin giderleri, turistlerin kulaç attığı sahilde!
Belediyenin arıtma tesisleri, “kör, parmağım gözüne” örneği pisliğini denize akıtıyor.
Etik değerler kaybolduğu için, lokantalar, siteler, lüks villalar pisliğini denize vermekte sakınca görmüyor.
….
Komşuda tekne sahiplerinin denize sintine boşaltmaları mümkün deği, cezası çok ağır.
Sahillerimizde, sabah erken saatlerde tekneler sintine boşalttığı için denize girilmiyor.
….
Komşuda restoranlar, temizliği denizden karaya doğru yapıyor.
Biz de tam tersi, çöp denize atılıyor.
….
Komşu sahiller de, bira şişesi, bebek bezi, sigara kutusu gibi… bir tane çöp görmek mümkün değil.
Çöpsüz sahilimiz yok.
….
Komşuda yolda sigara içen çok nadir, , içen de izmaritini yola atmıyor.
Bodrum’da yürürken sigara içmek, izmariti yer atmak salgın bir moda.
….
Yunan adalarında deniz , cadde ve yürüme yolları ayrılmış…Karmaşa yok.
Şezlong ve şemsiyeler hep aynı hizada, kumsal ile deniz arasında yürüyüş yolu bırakacak şekilde dizilmiş.
Yani, Ortakent’teki “ÇAPA TATİL SİTESİ” gibi, denizin dibine şezlong ve bekçi konulmamış!
Plajlara giriş, genelde ücretsiz. Ancak 5 Avro’ya bir bira içen sabahtan akşama kadar, şezlong, şemsiye ve duştan yararlanabiliyor.
Bodrum’da en kötü plajın giriş ücreti 20 Avro’dan başlıyor, otopark parası hariç.
….
Komşuda denize girerken,
zengin piçlerinin yarıştıkları jet skiler,
denizi yararak gezen zodyaklar,
yüksek sesle arabesk müzik ya da oyun havası çalarak tur yolcularını yüzenlerin arasına bırakan korsan tekneler görülmüyor.
Turistler mavi sularda huzurla kulaç atıyor.
…
Adalarda, müzik işkence değil, eğlencenin bir parçası.
Bodrum da direkt işkence.
03.00 e kadar uyutmayan müziği duymayan, kulak tırmalayan hatta yırtan müzikle yatağından fırlamayan sadece ilçeyi yönetemeyenler!
….
Komşuda trafik düzenli.
Sürücüler,
turistlere öncelik verip, saygılı davranıyor.
Caddelerde sürati engelleyen kasisler yok!
Bodrum’da 500 metrede bir kasis ve patlayan su borularının oluşturduğu araba yutan çukurlar mevcut.
Elbette, sözde inşaat yasağına rağmen caddelerde teör estiren kamyon ve TIR’lar cabası.
….
Yunan adalarındaki denetim kadar, ada halkının kurallara saygısı, evlerin balkonlarında görülüyor.
Tek bir evin dahi balkonu kapatılıp, odaya katılmamış.
Kaçak kat çıkılmamış.
….
Ne yazık ki; daha çok çakma Rolex takan, mekanda selfi çekerek hava atan Türk turistlerin tercih ettiği denize sıfır restoranların da düzenini bozmuşuz.
Hesap sormadan, bonkör para harcayan, hesap kadar bahşiş bırakan sonradan görmeler sayesinde bu restoranlar da kaliteyi bozup, fiyatı katlamış.
Adalarda kazık yemeden, lezzetli ve keyifli yemek isteyenler, sadece Rumların gittiği restoranları tercih ediyor.
Bodrum’da restoranlar, hep bildiğimiz gibi üç ayda köşe dönme hayalinde.
….
Görünen köy kılavuz istemez.
Bodrum’da turizm iyi gitmiyor.
Mekanlar, oteller sinek avlıyor.
Eli biraz para gören, borç bulan ya da ailesinin zenginliğinden yararlanan restoran, cafe bar açıyor.
Müşteri zaten yok.
Olan da bildiği, kazık yemeyeceği, ya da daha az kazık yiyeceği mekanı tercih ediyor.
Kiralar aşırı yüksek, eleman yok, olan da çok para istiyor.
Sözün özü;
Bodrum’un şirazesi kaymış.