5 Yiğit Ormancı
5 Yiğit AKUT’çu,
can kurtarmak için,
can verdi.
….
Ülkemizi saran orman yangınları söndürülemiyor.
Ne yazık ki;
orman yangınları ile mücadele için yeterli ekipmana sahip olsak da
yangını yönetecek deneyimli ve liyakatlı yöneticiler yok.
….
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sorumluluğundaki orman yangınları ciğerimizi yakıyor.
….
Bakanlık koltuğunda kim oturuyor.
Onlarca yıl orman için mücadele eden, sayısız orman yangınını doğru sevk ve idare eden, ormancı mı.
Elbette hayır.
Bakan İbrahim Yumaklı,
İktisat Fakültesi mezunu.
Uzmanlık alanı “BOYA”
Hakkını yemeyelim,
Aljazeera TV kanalını da yönetti.
Bu arada gübre işinden de iyi anlıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atandı.
….
Ya bakan yardımcıları,
liyakat sahibi mi.
Karar sizin:
…..
Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Avukat.
İki dönem AKP Nevşehir Milletvekili olarak TBMM’de yer aldı. Basında FETÖ ile ilgili çıkan haberlere erişim yasağı getirmekle biliniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atandı.
….
Bakan yardımcısı Ahmet Bağcı, İktisat mezunu.
Bakan gibi gübre işinden iyi anlıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atandı.
….
Bakan yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen, Veteriner ve jinekolog.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atandı.
….
Bakan yardımcısı Abdülkadir Polat: Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu.
….
Orman Bakanlığı, teknoloji ve ekip olarak geçmiş yıllara göre oldukça güçlü.
Problem,
ekiplerin doğru yönetilememesi.
İşe alımlarda liyakat değil, tarikat ve iktidar ortaklarının kartvizitleri geçerli.
Böyle olduğu için de, Orman Bakanlığı “Acemi Ordusu” na döndü.
….
Geçmiş yıllarda, Orman Fakültesi ile Tıp Fakültesine giriş puanları aynı idi.
Dolayısıyla çok zeki gençler Ormancı oluyordu.
Bugün ise; 13 Orman Fakültesi var ve giriş puanları çok düşük.
Öğretmen bile olamayanlar, Orman Fakültesi’ni bitirerek mühendis ve şef oluyor.
….
Temmuz ayında yaşanan yangınlar, Ağustos’ta yaşanacak çok daha büyük yangın ve kayıpların ön habercisi.
Yangınla mücadelede kara kuvveti çok önemli.
Nedeni ise; sıcaklık ve rüzgarın artıp, nemin düşmesi.
400 hektardaki yangının enerjisi Hiroşima’ya atılan atom bombasına eşit.
Uçak ya da helikopterle bırakılan 3-5 ton su yanan ağaçlara ulaşmadan buharlaşıyor. Öyle bir enerji karşısında uçaktan atılan suyun etkili olması imkansız.
Arazöz ağırlıklı kara gücü iyi yönetilmezse yangın, havadan söndürülemez.
5 sene öncesine kadar orman köylülerinden 18-50 yaş arasındakiler yangın mükellefi olurdu.
Bu kişiler deneyimli olduğundan daha yangın başlar başlamaz hemen müdahale edip önlerdi.
Bu uygulama ne yazık ki kaldırıldı.
Yerine gönüllülük esaslı sistem geldi.
Tecrübeleri olmadığı için gönüllülerin etkisi yok.
Ayrıca, yangına karadan su sıkan arazözlerde en az 6 kişi çalışması gerekirken çoğu zaman 3’er kişi çalışıyor.
3 kişinin hortumları uzatıp basınçlı hortumu tutup müdahale etmesi çok zor, hatta imkansız.
….
Eskişehir’de 5 ormancı ve 5 AKUT görevlisinin feci ölümü pek çok soru işaretini gündeme getiriyor.
Bölge Müdürü’nün 30 kişiyle aynı yerde olması doğru değil.
Bölge Müdürü, yangının içine girmez, yangınla mücadeleyi uzaktan izler, kontrol eder.
Can yakan soru;
”Mağaraya girme emrini kimin verdi.”
Bölge Müdürü orada olmasaydı, ormancılar ve AKUT ekibi mağaraya girer miydi.
Sabah yaşanmasına rağmen 10 yiğit insanın ölüm haberi neden akşam verildi.
Yangında en basit hayatta kalma kuralı;
kontrolsüz yangına yanaşmayıp, uzaktan kontrol etmektir.
Bir başka kural da; bölgedeki rüzgar yönünü bilmek, bunun için dere yataklarındaki rüzgar yönünü veren programları izlemektir.
….
10 yiğit şehidimizin can verdiği bölgenin dere yataklarında rüzgar yönü incelenip,
rüzgarın ters döneceği hesabı yapıldı mı.
…
Orman yangınlarının, ekonomik krizlerin olduğu yıllarda zirve yapması sorgulanması gereken bir rastlantı.
2001 krizinde de ülkemiz ormanları yandı.
Ormancılar bu rastlantıyı,
“İnsanların beyni yanınca, ormanlar yanar” diye özetliyor.
….
20 yıl önce asker her yangında sahaya inerdi.
Bugün, orman yangınlarında, nedendir bilinmez, bilinse de söylenmez, helikopter desteği dışında asker desteği görülmüyor.
….
Orman savaşçılarının işi zor.
Yüksek gerilim hatlarıyla mücadele, onları alevlerden daha fazla yoruyor.
Sebep belli.
Ankara’dan torpilli şirket sahipleri.
Ormancı, şirkete bir yaptırım ya da ceza uygulasa, sürgüne gideceği yeri haritada bulamaz.
Ne yazık ki;
en büyük yangınlar, yüksek gerilim hatları kaynaklı.
Ormanların yanması, orman savaşçılarının şehit olması imtiyazlı şirketleri ilgilendirmiyor.
İlgilendikleri tek şey,
emek harcamadan para kazanmak.
….
Yangını doğru bilgi söndürür.
Bazen drone tespiti bazen de vatandaşın ihbarı ile yangına bir uçak ile mücadele yeterken, hemen müdahale edilmemesi halinde 20 uçak ve 20 helikopter bile yeterli olmaz.
Yapılan yanlışlardan biri de;
büyük yangın sırasında başlayan bir diğer yangına, büyük yangındaki uçak ve helikopterlerden bir kaçının gönderilmemesi.
Zaman kaybı, yeni başlayan yangını da büyük yangına dönüştürüyor.
….
Bu yıl yangınlarda gece görüşlü helikopterlerin kullanılmaması dikkat çekiyor. Yangın gece kontrol edilemediği için de büyüyerek devam ediyor. Şehirlerden şehre sıçrıyor. Ormancılar gece görüş helikopterlerinin tasarruf nedeniyle uçmadığını konuşuyor.
…..
İtibar için tasarruf olmaz, diyen, saray ve konaklara milyarlarca lira harcayan Ankara’nın orman harcamalarının bazılarını tasarruf gerekçesiyle iptal etmesi tepki çekiyor.
Örnek;
orman yangınlarına müdahale için “Acil ve elzem” olan yangın helikopter pisti ve yangın havuzu yapım işleri ihalelerinin birer birer iptal edilmesi.
Mersin’de Bozyazı orman yangın söndürme işçi, malzeme alımı ve minibüs kiralama ile Tarsus orman yangın söndürme işçiliği ve malzeme alımı ihalelerinin ve Çamlıyayla orman yangın söndürme işçi ve malzeme alımının iptal edilmesi.
Silifke orman yangınlarına müdahale işçi ve minibüs kiralama işinin iptal edilmesi.
Orman ve anız yangını müdahale işçi ve malzeme alımlarının iptal edilmesi.
Anamur orman yangın söndürme işçi, malzeme alımı ihalesi ile Ekmen, Mut orman yangın söndürme işçi ve malzeme alımı ihalesinin iptal edilmesi…..
Helikopterlerin parasal nedenlerle yakıt alamadıkları, pilotların ise para alamadıkları için uçmayı reddetmeleri,
Bergama’da iki gündür süren yangında helikopterlerin maddi nedenlerle yangına müdahale edemedikleri,
helikopterlerin yakıt bedellerinin yakıt paralarının ödenmediği için bulundukları hava alanında mahsur kaldıkları iddiaları ise;
Tarım Orman İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş’un iddiaları.