Muğla’nın Menteşe ilçesi Bayır Mahallesi ile Yatağan’ın Deştin Mahallesi arasında ki ormanlık alana kurulmak istenen entegre çimento fabrikasına karşı mücadele eden çevre aktivistleri hakkında bazı sosyal medya hesapları tarafından ‘para karşılığı eylem yaptıkları’ yönünde iddialara köylülerin ve çevrecilerin tepkisi sert oldu.
DOSTLARIN ARASINDA DOĞANIN YANINDAYİZ
Muğla’daki Sınırsızlık Meydanı’nda basın açıklaması ve eylem yapan Deştin Çevre Platformu üyeleri ve bölge halkı başta olmak üzere, bazı çevre örgütleri, “Dostların arasında doğanın tarafındayız” sloganıyla Menteşe ilçesinde bulunan Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya gelerek, iddialara ilişkin eylem yaptı. Çevre örgütlerine ve köylülere, CHP PM Üyesi Alkım Denizaslanı, CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay, Eski Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de destek verdi.
ÇİMENTOCU ŞİRKET MUĞLAYI TERK ET
Eyleme katılanlar “İftiralarınız kentimize saldırıdır”, “Muğla’mızı korumaya devam edeceğiz” yazılı pankartlar taşıdı ve “Deştin Çayı özgür akacak”, “Çimentocu şirket Muğla’yı terk et” sloganları attı.
167 sivil toplum kuruluşları, çevre ve meslek örgütlerinin imzasını taşıyan metni okuyan Burcu Özdemir, “Kâr hırsıyla gözleri dönmüş bir avuç sermayedarın yaşam savunucuları için yürüttüğü kirli iftira kampanyasını kınıyor, saldırının hedefine konulan onurlu Deştin Çevre Platformu üyelerinin yanında yer alıyoruz. Ülkemizin her köşesinde ve ilimiz Muğla topraklarında yer altı ve yer üstü varlıklarına göz dikmiş, bu uğurda sularımızı, havamızı kirleten; yaşamımızı yok eden zalimlerin çabaları boşunadır. Çünkü biz yaşam hakkını savunanların, halkın yanındayız” dedi.
“Hukuk yoluyla defalarca yenilen sermaye, 30 yıllık yoldaşlığımızı bozmaya, böylece bu mücadeleyi çökertmeye çalışıyor”
HUKUK YOLUYLA YENİLEN SERMAYE KARALAMA KAMPANYASI BAŞLATTI
Özdemir açıklamasının devamında ise “Hukuk yoluyla defalarca yenilen sermaye, davamızı savunan iki avukatı da dahil ettiği karalama kampanyaları ile bizi birbirimize düşürmeye, 30 yıllık yoldaşlığımızı bozmaya, böylece bu mücadeleyi çökertmeye çalışıyor. Bu oyunu görüyor ve ifşa ediyoruz. Ancak bilin ki karalama kampanyanızın halkın bağrında yer tutmuş arkadaşlarımızla daha da kenetlenmemiz dışında bir etkisi yoktur. Arkadaşlarımızın yaşamı savunmak uğruna katlandıkları fedakarlığa yalnız bizler değil Deştin’in dereleri, Kaz Dağları’nın sincapları, Akbelen’in kuşları tanıktır. Tekrarlamaktan onur duyuyoruz; Hepimiz Haluk Özsoy’uz, Nuray Şahbudak, İsmail Şener, Kadriye Tuncaelli, Mustafa Tuncaelli, Ferah Gümüş’üz. Dostların arasında, doğanın tarafındayız.” Dedi.
Şirketin yaptığı iddia edilen karalama kampanyasında hedef gösterilen Deştin Çevre Platformu üyesi Haluk Özsoy ise “Bildiğiniz üzere karşılarında hukuki ve toplumsal anlamda her adımda kazandığımız ve mahkemeler yolu üzerinden hiç bir umudu kalmayan çimentocuların, son zamanlarda hakkımızda türlü araçlarıyla başlattığı karalama ve iftira kampanyalarıyla karşı karşıyayız. Bu karanlık yöntemler başka şehirlerde işe yaramış olabilir fakat Muğla’da sökmez. Bildiğiniz üzere bu karalama kampanyasını yürütmek için kalemler satın aldılar, o satılık kalemlere buradan sesleniyoruz, belli ki sizin kendinize ve çocuklarınıza onurlu bir gelecek bırakmak gibi bir derdiniz yok. Yalnız şunu bilin ki bizler sizin çocuklarınıza da onurlu bir gelecek bırakmak için mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. İster beşli çete olun ister faşizan karanlık sermaye, birleşmiş ve dayanışma içindeki bir halkı yenemezsiniz. Değerli dostlar, onlara kızmayın çünkü gerçekten karşımızdakiler para olmadan kıllarını kıpırdatmayanlar, akılları paradan başka bir şeye çalışmayanlar, kendi postunun ötesinde herhangi bir şey düşünmeyenler. Kimsenin para olmadan doğayı, insanı, halkı, hakkı savunabilme ihtimalini bile inandırıcı bulmamaları çok normal. Kişi kendinden bilir işi. Bir insan karşısındakinin kafasının nasıl çalıştığını ancak kendi kafasının çalışma biçiminden hesap edebilir. Evet, karşımızda gazeteler gazeteciler satın alabilen bizi karalamak için, zehir fabrikasını kanunsuz biçimde de olsa kurabilmek için milyarlar harcayabilen, büyük ve kötü bir sermaye var. Ama şunu unutmayın, siz son model kalın zırhlarınızı, 2.5 metre boyunda dünyanın en pahalı kılıçlarınızı kuşanıp gelseniz de bir avuç köylü, yaşam savunucuları ve Muğla halkı, üzerindeki çaputlarla, evinde yaptığı küçük bir sapanla sizi alnınızın ortasından vurup devirdi, devirmeye de devam edecek. Çünkü ne kadar paranız olursa olsun, ne kadar devasa görünürseniz görünün, ister beşli çete olun ister faşizan karanlık sermaye, birleşmiş ve dayanışma içindeki bir halkı yenemezsiniz.
“Muğla’yı ne beşli çeteye ne faşizan karanlık sermayeye, ne de diğer kötülüklere yem etmeyeceğiz”
MUĞLA’NIN DOĞASI İÇİN YEMİN ETTİLER
Özsoy açıklamasının sonunda ise “Şimdi aynı mücadelemizde olduğu gibi beş benzemez parmağımızı bir edip yumruğumuzu sıkalım ve yeminimizi edelim. Ama öyle bağıralım ki hem çimentocular, hem beşli çete hem de Muğla’yı sömürme niyetinde olan bütün para babaları duysun. Muğla’daki, her zeytin ağacına, her portakal ağacına, yetişen her fideye, kurda kuşa, börtü böceğe, ve her karış toprağa, yemin ediyoruz ki, Muğla’yı, bütün pisliklerden, ve yaşam düşmanlarından, temizleyene kadar, mücadele edeceğiz, yıllar sürse bile, on yıllar sürse bile, gerekirse yüzyıllar sürse bile mücadele edeceğiz.”sözleri ile eylemi tamamladı.