İtalya’da geçtiğimiz ay senatoda kabul edilen yeni yasa tasarısı, kadın cinayetlerini özel ve ayrı bir suç olarak tanımlayarak cezai yaptırımları belirgin biçimde ağırlaştırıyor. İtalyan sistemine göre, kanunun temsilciler meclisinde de geçmesi gerekiyor. Yaz sonunda o kısmının da tamamlanarak, iç hukuka yansıması bekleniyor. Kanun metnine göre, kadın cinayetleri için herhangi bir hafifletici neden veya indirim uygulanmaksızın doğrudan ömür boyu hapis cezası öngörülüyor. Bu düzenleme, failin cezasında istisnasız olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis uygulanmasını garanti altına alıyor. Ayrıca yasa, mağdurların güvenliğini sağlamak amacıyla yakın koruma taleplerinin hızlıca değerlendirilmesini ve failin sosyal hayattan izole edilmesini sağlayan önleyici tedbirlerin de önünü açıyor. Tüm bu hükümler, kanun metninde açıkça yer almakta olup, kadın cinayetlerine karşı sıfır tolerans yaklaşımını yasal zemine oturtuyor.
Bizim yıllardır yapmak zorunda olduğumuz hamleyi, İtalya yapmış oldu. Hem de, İtalya’daki kadın cinayeti oranları, bizim sekizde birimiz bile değil. Son yıllarda dramatik bir artış olunca, toplum ayağa kalktı ve temsilcileri olan senato da toplumun arzusunu yerine getirip, kanun düzenlemesine gitti.
Bu gelişmeler bize ilginç geliyor, çünkü İtalya’da seçilenler, toplumu temsil etmek ve toplumun istek ve dileklerini gerçekleştirmek için senatoda temsilen bulunduklarının farkındalar. Yani aslında, seçenlerin sayesinde ve onların adına iş yaptıklarının farkındalar, bizim ülkemizde ise seçilenler, seçildikten sonra bir anda hafıza kaybı yaşayıp, neden ve nasıl mecliste olduklarını unutuveriyorlar. İki yıldır, Muğla’dan seçilenlere bazı kanun değişiklikleri ile ilgili toplumun ihtiyaçlarını yazıyorum, bir tanesi de meslektaşım. Hiçbir gün cevap bile verilmedi, sağ olsunlar.
İtalya’daki kanun metnini incelediğimde, eğer çeviride bir aksaklık yoksa, en önemlisi kadın cinayeti tanımlamasının çok yerinde yapıldığını gördüm.
Bir kadının partnerinden ayrılmak istemiş olması nedeniyle veya hiç birlikte olmak istemediğini dile getirmiş olması nedeniyle işlenen cinayetler, tanım olarak kadın cinayeti kabul ediliyor, bu kanun metnine göre. Buna göre, cezada indirim de öngörülmemiş. Bu şekilde, hiçbir ‘ama’, ‘fakat’ denilemeyecek şekilde düzenleme yapılmış olacak gibi görünüyor bu kanun metninde.
Geçmiş yazılarımda da yıllardır önerilen çözümlerin en başında, işte bu suçun ayrıca tanımlanmaya ihtiyacı olduğu ve tanımlanan suça ağır bir müeyyide getirilmesi olduğuna yer verilmiş. Güncel sistemimizde, müeyyidesizlik nedeniyle günden güne artan genel suç oranlarının yanında, kadın cinayeti çatısı altına giren suçların önüne geçilebilmesi için, artık meclisin toplumun tepkisi ve arzusu doğrultusunda yasa yapma görevini yerine getirmesi gerekir. İtalya’nın yaptığı kanun düzenlemesinin darısı başımıza.