Sosyal medyanın son on yıldır yoğun bir şekilde yaygınlaşması ile birçok hukuk alanının tetiklendiğine yine de tanıklık ediyoruz. En önemlileri ise, kişisel verilerin ihlali ve hakaret, tehdit gibi, kişilik hakları ile ilgili hukuk alanları olmakla birlikte bir diğeri de marka hakkı ihlali olarak sıralanabilir. O alanlar zaten kolaylıkla ihlal edilebilir ve suça konu olabilir durumlarken, sosyal medyanın kolaylaştırıcı etkisi ile daha yaygın hukuka aykırılıklar ortaya çıkmaktadır.
Marka haklarının, bir sosyal medya kullanıcısı için ne kadar önemli bir noktada bulunduğunu, kullanıcıların çoğu zaman farkında olmadığını da gözlemleyebiliyoruz. Bir kişinin kendi seçtiği herhangi bir kelime veya kelime öbeğine kullanıcı olarak seçmesi ile başlayan konu bir hukuk uyuşmazlığına gidebiliyor.
Sosyal medya kullanıcısının seçtiği isim daha önceden başka birisi ki, bu bir tüzel kişi de olabilir, markayı kendi üzerine tescil ettiyse ve bu tescilin verdiği hakka sahip ise, sosyal medya kullanıcısı o dakika itibari ile eline bir ihtarname ulaşıp, hem cezai anlamda, hem de hukuksal anlamda tazminatla sorumlu tutulabiliyor. Aynı zamanda, marka hakkı sahibi sosyal medya üzerinden kullanıcıyı markayı kullanmaktan men edecek hukuki tedbirleri de alabiliyor.
Marka hakkı ihlali olarak nitelendirebileceğimiz durumlar, Sınai Mülkiyet Kanunu madde 29’da sıralanmıştır. Buna göre, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı kullanmak suretiyle taklit etmenin ihlale sebebiyet vereceği, aynı şekilde markanın ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek de marka hakkı ihlali olarak değerlendirilmektedir. İnternet üzerinden yapılan ihlaller açısından ise, yaygın olarak başkası adına tescilli bir markanın, alan adı olarak kullanıldığı görülmektedir. İlaveten sosyal medya hesapları veya web siteleri üzerinden satışa sunulmak suretiyle veya reklam / pazarlama amacı ile benzer ihlallerin meydana geldiğini söylemek de mümkündür.
Kişinin, bir başkası adına tescilli bir markayı kullanması, iradi ve bilinçli olarak yapılmasa dahi, hukuken ihlal olarak değerlendirilir. Bu nedenle, bir internet sitesi için, alan adı almaktan, sosyal medya hesabı açılan isme kadar, öncelikle marka kontrolünün sağlanması gerekir. Aksi durumda, şöyle bir usul de çokça kullanılıyor; bir kişi, sosyal medyada bir kullanıcı ismi gördükten sonra, onun marka hakkının her hangi bir kişi üzerine tescilli olmadığını fark edip, markayı kendi adına tescil ettirmek için başvuruyor ve tescilletiyor. Yani bir çeşit kovalamaca oynanıyor. Ondan sonra ise, tazminat talep ediyor veya markayı belli bir fiyat çerçevesinde satışa konu edebileceğini iletiyor. Böylece sosyal medya üzerinden markayı bilerek ya da bilmeyerek kullanan kişi ya tazminat ödemek ya da markayı belli bir ücret karşılığında satın almak seçimi ile yüz yüze kalıyor. Tüm bunları yaşamamak için, marka hakkı kontrolünü sağlamaksızın, markanın sahibi olmadan internet aktivitelerine girişmemek en güvenli yoldur.