3-5 liraya aldıkları gömleklerin 35-40 lira, 40-45 liraya aldıkları ayakkabıların 100 liradan satıldığını gören ihtiyaç sahipleri, Türkiye’deki fiyat artışların bit pazarını da etkilediğini görünce şaşkınlığa uğradılar.
Bitez pazarında kurulan eski kıyafet ve ev eşyalarının satıldığı bit pazarında da fiyatlar yükseldiğini gören ihtiyaç sahipleri, “Bit pazarına nur yağdı derlerdi. Tam tersi zam yağmış. Normal mağazalarda her ürüne gelen yüzde 200 lük fiyat artışı Bitez bit pazarına da gelmiş” demekten kendilerini alamadılar.
Lüks otellerin, lüks villaların birbiri ardına yapıldığı Bitez pazarının içinde kurulan bit pazarında da fiyatlar arttı.
Müşterisi de satıcısı da yoksul olmadığı pazarda, eski giysiler, ayakkabılar ve ev aletleri satılıyor. Kimisi evinden getirdiği ürünleri satmaya çalışıyor, kimisi mağazalardan pahalıya alacağını, çok daha ucuza, biraz elden geçirilmiş bir giysi almak için geldiği Bitez Bit Pazarındaki fiyatları görünce şaşırdılar.
Pazarcı Süleyan Sırcı, “Alım gücü çok düşük. Pazara gelenler kuru kalabalık, para diye bir şey yok. 35 liralık ürünü 5 liraya almaya çalışıyorlar. Kızamıyorsun da haklılar. Kimsenin durumu iyi değil, kötüye gidiyoruz” diyor.
İkinci el mont ve ayakkabı satan Belgin Çubukcu ise pazara gelenlerin çok yoksul olmamasına rağmen, alım gücünün kalmadığını belirtti ve “Biz de ekmek parası için buradayız. Bazen bakıyoruz gelen müşterinin durumu kötü. ” diyor.
İkinci el kıyafet satan Şükran Görücü de “İkinci el almaya yöneldi herkes. Torunlarımızın eski kıyafetlerini de getirip satıyoruz. 100-150 liraya kot pantolon satıyoruz. Zamlar belimizi büktü. Biz de market market dolanıyoruz, hiçbir şey alamıyoruz” diyor.
Pazardan giysi ihtiyaçlarını karşılamaya gelen Yunus Uçar ise durumunu şöyle anlatıyor:
“Eskisi kadar alım gücümüz kalmadı. İnsanlar zor durumda. Ben kiracıyım ve 4 bin 500 lira kira ödüyorum. Ancak ev sahibim 7 bin lira yapmak istiyor. 7 bin lirayı ben nasıl vereyim? Mağazalara giremiyoruz. Mecburen ikinci el almam gerekiyor. İnsanlar son kullanma tarihi geçmiş ürünleri yiyor. Ben nasıl her şey güllük gülistanlık diyeyim?”
Hurdacılardan aldığı ürünleri satan Birol Keser ise şunları söylüyor:
“Paramız olsa bu işleri yapmayız. Hurdacılardan gidip alıyorum. Kazanabildiğimiz kadar kazanıyoruz. Kimseye muhtaç olmuyoruz. Yaşım 53, bu yaştan sonra kimse bize iş vermez. Alım gücümüz yok. Pazardan 20 liralık beyaz peynir, 10 liralık taneyle sebze alıyorum. En fazla haftada 50 lira harcıyorum. Torunlarımıza çikolata bile alamıyoruz. Bir çikolata olmuş 20 lira. 6 torunum var, nasıl alalım?”