
Teknolojik gelişmeler çerçevesinde, mümkün olduğunca yazılarımda ve bu köşemde sizlere yeni nesil hukuk normlarını ve yakın gelecekte bizleri nasıl etkileyeceğini anlatmaya çalışıyorum. Okuduğunuz yazıdaki anlatacağım yeni nesil hukuk normu ise; unutulma hakkı. Bu bireysel hak mevzuatımıza, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun bir getirisi olarak hızlı giriş yaptı ancak temeli, normlar hiyerarşisinde en üstte yer alan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na dayanıyor.
Teknoloji ve bilim çağını yaşadığımız bu dünya kesitinde, her çeşit mecrada bize bu çağın gereklilikleri hatırlatılıyor. Bu çağın özelliklerinden bir tanesi de, bin bir türlü bilgiye ulaşma kolaylığı ve iş yapma kolaylaştırıcıları içermesinin yanında yeni hak ve yükümlülüklere de önem verilmesinin gerekmesi. Bu anlamda, teknolojik gelişmelerin getirisi olarak hayatımıza giren hukuk normlarına yabancı kalmamak zorundayız.
Yıllardır Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’da düzenlenmiş olan özel hayatın gizliliği prensibi, teknolojinin getirileri ile adeta hukuki alanda hayat bularak ve kişi mahremiyeti ile bütünleşerek unutulma hakkında yer buldu. İşte bu normlar, teknolojinin bizlere sunduğu nimetlerin yan getirileri diyebiliriz. Şimdi bu yeni nesil hukuki normlara bir yenisi daha eklendi ki, o da unutulma hakkı. Unutulma hakkı, kişinin mahremiyetiyle ilintili olarak bir mecburiyet olarak doğmuştur diyebiliriz. Çünkü insan sosyal bir varlık olarak, sosyal yaşamda var olsa da, aynı zamanda kendine özel bir mahremiyet alanı olması beklentisi içindedir. Ancak teknolojinin geldiği nokta itibariyle, bir bilgiye saniyeler içerisinde binlerce kişinin eriştiğini düşünürsek, kişinin geçmiş deneyimlerini geçmişte bırakabilmesi, geçmişte paylaştığı veya kendisinin 3. Kişi tarafından paylaşılmış bir görseli, bir yazıyı veya herhangi bir sanal eylemi geride bırakması zorlaşmıştır. Özellikle de olumsuz deneyimlerin, gelecek deneyimleri engellemesinin önüne geçebilmek için, unutulma hakkı yeni bir hukuki norm olarak yaratılmıştır. Unutulma hakkını, dijital olarak yer alan kişiye ait her türlü verinin geri döndürülemeyecek şekilde yok edilmesini isteme hakkı olarak tanımlayabiliriz. Bu hakkını kullanan bireyin verileri, talebi sonrasında sonsuz şekilde silinmelidir.
Her hakkın kullanımında olduğu gibi, elbette ki, unutulma hakkının kullanımı da, bireyin tercihine bağlıdır. Sosyal medya veya bir arama motorunda isminiz aratıldığında çıkan sonuçlardan memnun değilseniz ya da bir e-ticaret sitesindeki utanç verici olduğunu düşündüğünüz bir alışveriş yapmış ve alışveriş geçmişinizin silinmesini istiyorsanız, unutulma hakkınızı bu alanlarda kullanabilirsiniz.
Bir bireyin hak kullanımında, genel olarak bir çıkar çatışması doğması da beklenen bir durumdur. Unutulma hakkının kullanımında da, arama motoru veya alışveriş siteleri ile bireyin verisinin silinmesi arasında bir menfaat çatışması bulunabilir. İnternet arama motoru veya elektronik alışveriş sitesinin veriyi saklamakta muhtelif menfaatleri olduğu bir gerçek. Çünkü, kişisel veri bilgisi bugün dünyamızdaki en değerli ticari maldır desek doğru bir tespit olur.
Bu noktada, eğer bir bireyin kişisel verilerinin silinmesindeki menfaati ile arama motoru, elektronik ticaret sitesi veya başkaca bir ticari şirketin menfaatinin çatışması veya 3. Kişilerin bilgiye ulaşmaktaki menfaatleri gibi menfaatlere daha az önem verilerek, kişinin özel hayat mahremiyetinin ve kişinin unutulma hakkının daha üstün tutulduğunu görüyoruz. İşte bu şekilde, ticari menfaatlere değil, bireysel haklara önem verildiğini rahatlıkla söyleyebiliyoruz.