Seçim sonuçlarını manipüle ederek Türkiye’yi karıştırmak için pusuda bekleyen çakalların hayalleri 14 Mayıs’ta halkımızın olgunluğu sayesinde bir kez daha suya düştü.
Her seferinde Türkiye üzerinde müstemleke alışkanlığı ile hesap yapanlar Türk milletinin demokratik bilincini ve vatan sevgisini bir türlü hesap edemiyorlar. Tüm gerilim ve kaos senaryolarına, binlerce kışkırtma taktiklerine rağmen 14 Mayıs seçimini sakin bir şekilde, dünyaya örnek olacak bir nezaketle, vukuatsız olarak bitirdik.
Artık tüm dünya şunu bilsin ki biz farklı görüşlerden hatta inançlardan olabiliriz ama devlet, vatan ve bayrak söz konusu olduğunda tek yürek, tek vücut oluruz. Kaos ortamından nemalanmak isteyen fırsatçılara prim vermeyiz. Seçimdeki sükunetin en büyük nedeni budur. İnanıyorum ki 28 Mayıs’taki ikinci tur da aynı olgunlukta geçecek. Türkiye sandıktan çıkan sonuca şapka çıkaracak, devlet ve millet olarak bir sonraki seçime kadar yolumuza devam edeceğiz.
Sandık üzerinden yapılan spekülasyonlar da işe yaramadı. Böylece şehir efsanesi gibi kulaktan kulağa dolaşan, seçmeni teyakkuza geçiren algılar da sökmedi. Vatandaşın sandığın namusu, seçimin güvenliği konusunda bir endişesi kalmadı. Kalmaz, çünkü; bu işle az çok ilgilenen herkes bilir ki, en alttaki sandıktan YSK’ ya kadar uzanan hiyerarşinin her aşamasında her partinin resmi temsilcisi var. Şayet bir yolsuzluk olduysa o partinin resmi sandık görevlisinin satın alınmış olması gerekir. Bu da mümkün olamayacağına göre herkes rahat olsun, sandıkta hırsızlık istesen de teknik olarak mümkün değildir.
Seçimi sandıkta kaybeden ittifak kanadı ve diğer partiler kendi özeleştirilerini doğru yapar ve ona göre sağlıklı stratejiler geliştirirlerse, bir başka deyişle SWOT analizini iyi yaparlarsa beş yıl sonra iktidara gelmeleri kuvvetle muhtemeldir ama bu iş kendine oy vermeyen seçmeni aşağılayarak, karalayarak, küfrederek olmaz bu da böyle biline.
Şükürler olsun, Bodrum’da da çok seviyeli ve saygılı bir seçim süreci yaşadık. İnşallah 28 Mayıs’ta da öyle olur.
Kaçan balık büyük olur ama atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti, artık 28 Mayıs sonrası için biz Bodrum’a bakalım. Mevcut 7 Muğla Milletvekili ile ne yapabiliriz, onların enerjilerinden Bodrum nasıl istifade edebilir? Bunlar üzerinde kafa yoralım. Vekillerimize sunulmak üzere, acilen istatistiklerle de desteklenen bir “Bodrum Vizyon Raporu” hazırlayalım. Bu rapor; geçmişin özetinden, günün röntgeninden öte Bodrum’un gelecek yol haritasını da içermelidir ki Sayın Vekiller de partiler üstü samimi bir hemşehrilik bilinciyle Bodrum’a katkı sağlayacak projeler ve yatırımlar için elbirliği ve gönülbirliği yapsınlar. İnanıyorum ki Bodrum’un enerjisi onları Bodrum ortak paydasında buluşturacak ve her biri Bodrum için çırpınacaktır.
Sayın vekillerimize sunulmasını önerdiğim BODRUM VİZYON RAPORU’nda öncelikle acilen çözülmesi gereken sorunlar ve projeler yatırım bedelleriyle birlikte önemine göre sıralanmalıdır.
Sonra da önümüzdeki 10, 20 ve 30 yıl sonra Bodrum’un geleceğini şekillendirecek, turizmi çeşitlendirecek, döviz girdilerini arttıracak yatırım alternatifleri üzerinde durulmalıdır. Bu konudaki önerilerimi sırası geldikçe bu köşede yazacağım.
Sakın kimse ürkmesin, kaynak nerede, yatırım maliyeti nedir demesin. Doğru projeler olduktan sonra YAP-İŞLET-DEVRET modeliyle bile Bodrum potansiyel olarak yerli ve yabancı birçok yatırımcıyı cezbedecek konumdadır.
Yeter ki ufkumuz, vizyonumuz olsun, yeter ki ayağı yere basan doğru projeler üretelim. Hayal kurmaktan korkmayın, zira hayali büyük olanın yaptığı işi de o kadar büyük olur.
En önemlisi Muğla’mızın yedi Milletvekilini Bodrum’a odaklayalım, onları parti farkı gözetmeksizin, birer fahri hemşehrimiz olarak bağrımıza basalım.
Hoşça kalın
Hayalsiz kalmayın.