“El insaf!” diyesim geliyor. Bir insan, bir toplum nasıl olur da bu kadar paraya tapar hale gelir anlamış değilim. Hiç mi vicdan, merhamet yok? İnsanlığımızı bu kadar yitirmiş olamayız. Kesin bize bir şeyler oldu. Büyük bir sosyolojik, kültürel hatta patolojik sorunla karşı karşıyayız. Kimsenin umurunda değil. Yahu! Anlamıyor musunuz? Bir millet ve bir medeniyet çöküyor, hem de Maraş depreminden beter.
Yetkililer, devlet, hükümet, ilgililer, muhataplar nerede? Ahlak nerede? Merhamet nerede? Haram-helal nerede? Kısaca insanlık nerede? Lütfen ses verin, yoksa mevta mı olduk? Niçin gıkınız çıkmıyor?
Neyi anlatmak istiyorum? Bu çığlığım kuru bir gürültü değil, yüksek kiralar altında ezilen dar gelirli ailelerin, gençlerin, esnafın sesi.
Nasıl oluyor da 3 bin lira olan ev kirası birden 3-4 katına, 10’a 15’e çıkıyor? Haksız rekabet, haksız kazanç, haram, mobing… Bunların hukukta bir karşılığı yok mu? Toplum vicdanında anlamı yok mu?
Deprem korkusuyla Bodrum’a kaçan tuzu kurular bir yıllık peşin kira vererek 5 bin liralık evi 20 bin liraya kiralayarak piyasayı alt üst edip kalıcı kiracının düzenini bozdular. Bunu duyan komşu ev sahibi kiracısının kapısına dayanıp, hem de taciz boyutuna varıncaya kadar kiracıyı baskı altına alıyor, eşinin, çocuklarının gözünün önünde ya evi boşalt, ya da kira 15 bin lira diye dayatıyor. Ulan vicdansız! Adamın aldığı maaş zaten o kadar.
Bu adam 30 gün taş mı yesin. Bu insanın yaşama hakkı yok mu, sokağa mı düşsün, işini mi kaybetsin, boşansın mı, serseri mi olsun, hırsızlık mı yapsın, katil mi olsun? Olmaz olsun böyle insanlık. Soruyorum; üç ay içinde benzin dahil hangi emtiaya üç-dört kat zam geldi? Peki bu densizlik, bu zorbalık karşısında DEVLET ne yapıyor? Niçin anında müdahale edilmiyor, anlamış değilim.
Tüm yarımadada patlamak üzere olan çok ciddi rahatsızlıklar var. Yarın kiracı-ev sahibi kavgasında cinayet haberleri duyarsanız, hiç kusura bakmasınlar, sorumlusu önlem almayan yetkililerdir.
Çok basit birkaç önlemle çözülecek bu konuyu toplumsal yaraya dönüştürmeye ne gerek var.
Mülki amir, adli merciler, meslek odalarından oluşan bir çözüm masasında yasanın verdiği hak ve yetki dışında fahiş kira talepleri, kiracılar tarafından bu masaya iletilmelidir. Bu bağlamda var olan tüketici hakem heyeti aktif rol alamaz mı?
Elinizde yasalar çerçevesinde ne kadar yaptırım imkanı varsa lütfen uygulayın. Her türlü cezai ve hukuki süreç acilen başlatılmalıdır.
Karşılaştığımız kira terörüdür, sıradan zam talebi filan değildir. Daha da ilerisi bu yapılan açgözlülük, görgüsüzlüktür, hatta ticareten ahlaksızlıktır. Bunun önü mutlaka alınmalıdır. Yasal ve idari takibatlar başlatılmalıdır.
Bu arada insaf sahibi hak-hukuk, haram-helal bilen vicdanlı kahraman ev sahiplerini de kutluyorum. Onlar sakın üstüne alınmasın.
Sözüm, akşam-sabah kiracısını taciz eden, hatta “3 aylık ben sana ekstra vereyim, yeter ki evimi boşalt” diyerek kiracıya rüşvet teklif edenlere benim bir çift sözüm var; Bre vicdansız! 15 bin lira maaş ile kıt kanaat geçinmeye çalışan gariban aile reisi senin evinden çıkıp da sokağa çadır mı kursun? Bir babayı çocuklarının önünde bu kadar aciz düşürmek size yakışıyor mu? Bre gözü doymaz fırsatçılar.
Yetkililerden cevap bekliyorum, önlem bekliyorum. Bakalım göreceğiz, kiracının bu çığlığına kim kulak verecek?
Başka bir kanayan yara daha var ki, o da bundan beter, çığırından çıkmış vaziyette. Hani şu sezonluk ev kiralama modası var ya, o da başka bir sorun. Ev kiralarını bu denli yükselten nedenlerden biri de bu. Ev sahibi sezonda bir aylık kira bedelini üç günde alırsa niye versin ki? Mantıken doğru ama tepeden tırnağa suistimal ve haksız kazanç. Darılmak gücenmek yok, elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün;
O zaman milyonlarca lira masraf ederek ayakta durmaya çalışan on binlerce istihdam yaratan konaklama tesisleri, oteller, pansiyonlar aptal mı? Bu kadar günübirlik kolay para kazanmak varken bu kadar riskin altına niye girsin?
Oo ne ala memleket. Konaklama belgesi yok, algısı yok, vergisi yok. Burada hem haksız rekabet var, hem de vergi kaçırma var, hem de kiraların olağanüstü artmasına neden olan bir durum var.
Yasal olarak çalışanları, vergisini ödeyenleri tenzih ediyorum.
Lütfen BODER, BODTO, VERGİ DAİRESİ ve diğer ilgili kurumlar bu işe de bir çeki düzen vermelidir. En azından kayıt altına alınarak vergi kaçırmanın önüne geçilmeli, bu işin de bir şartı şurtu, adabı olmalı değil mi?
Şayet Bodrum yol geçen hanı değilse, kısa yoldan köşe dönme yeri değilse, rantçıların, çıkarcıların, vicdansızların cirit attığı yer değilse lütfen önlem alınsın.
Paranızı, işinizi kaybedin ama vicdanınızı kaybetmeyin. İki günlük dünya… Geldik, gidiyoruz. Kimsenin mezar taşında vadeli vadesiz döviz hesapları, mevduat hesapları, tapu dökümleri yazmıyor. Peki ne yazıyor: “RUHUNA FATİHA” Tabi adam gibi yaşadıysan Fatiha’yı hakettiysen… O halde değmez be dostlar. Lütfen garibanı, kiracıyı ezmeyin.
Hoşça kalın.
23 Nisan Bayramımız kutlu olsun.