Mart ayını da geride bıraktık ama beklenen yağış yine olmadı. Tam gaz kuraklığa doğru koşuyoruz. Bodrum Yarımadasının en büyük iki içme suyu kaynağı olan Geyik Barajı’nda ve Mumcular Barajı’nda bu aylarda doluluk %80 olması gerekirken %19’lar civarında. Bu demektir ki bu yaz Bodrum’u çok ama çok büyük bir “su sorunu” bekliyor. Bir başka deyişle susuz yaza ve susuz turizme hazırlıklı olalım.
Muski’yi ve Bodrum Belediyesi’ni acil eylem planlarını hazırlamaya ve ALARM konumuna geçmeye davet ediyorum. Bu iş savsaklamaya, ötelemeye gelmez, siyasi ve ekonomik bedeli ağır olur. Şimdiden uyarıyorum.
Bazılarının “ ne yapalım arkadaş, kuraklık var, yağmurlar da yağmadı”, diye söylendiğini duyar gibi oluyorum. Yok öyle yağma, bu demagojiyle baştan savuşturulacak bir iş değil.
Yerel yöneticiler, seçimle işbaşına gelenler ve onların bürokratları mazeret üretmekle değil, sorunlara çözüm bulmakla mükelleftirler. Fütüroloji ilmi veya öngörü denilen bir şey var. Gelmekte olanı, kapınıza dayanmadan görme ferasetiniz olması gerekir.
Sorumluluk üstlenen, hele seçimle işbaşına gelenler her türlü olasılıklara karşı senaryolarını hazırlamak zorundadırlar. Bodrum’un su sorunu yıllardan beri var. Dalaman projesi bunun için başlatılmıştı. Tuğrul Acar bu tehlikeyi 20 yıl öncesinden gördüğü için çırpınmıştı ama siyasi ömrü yetmedi. Madem mali gerekçeler ve siyasi kaprisler nedeniyle bu projeyi rafa kaldırdık, niçin yeni alternatifler geliştiremedik. Peki o zaman binlerce, on binlerce inşaata yeni ruhsatlar verirken bu değirmenin suyu nereden gelecek diye hiç düşünmediniz mi? Halbuki olası göç dalgası ve turizm patlaması beş altı yıl öncesinden belliydi.
Neyse, söylenecek çok şey var da, yeri ve zamanı değil. Çünkü sezon başlamak üzere. O nedenle şimdilik pratik, palyatif çözümler üzerinde kafa yormamız gerekiyor.
Mesela Burdur Belediyesi su stokları azalmaya başlayınca geçen hafta meclisten radikal bir karar geçirmiş. O kararla mücavir alanları dahil, Burdur Belediyesi sınırları içindeki şebeke suyu ile bahçe sulamak, araç ve halı yıkamak, cadde, kaldırım, sokak yıkamak yasaklanmıştır.
Takdir etmek lazım, Burdur tehlikeyi görmüş ve kendince önlemini almış. Ya Bodrum??? Belediyemiz henüz su tasarrufu ile ilgili herhangi bir yaptırım kararı almadıysa, aşağıdaki önlemleri öneriyorum.
Öncelikle Muski ve Bodrum Belediyesi tehlikenin boyutlarını, kaç günlük su rezervi kaldığını açık ve net olarak çekinmeden vatandaşıyla paylaşmalıdır ki halk da işin ciddiyetini görsün ve alınacak radikal önlemlere sahip çıksın, yardımcı olsun.
Belki nefsimize zor gelecek, alışılmış yaşam konforumuza dokunacak olsa da, tuzu kuruları rahatsız etme pahasına turistlerin ve tüm Bodrumluların asgari su ihtiyacını karşılamak için acı reçeteyi uygulamak zorundayız. Tamamen susuz kalmaktansa Belediyemiz acilen su eylem planını hayata geçirmelidir. Çok geç kalındı ama yapacak başkaca bir şey yok.
Şimdi bana kızanlar, nerden çıktı bu diyenler, keyfimizi bozma diyenler olabilir ama gözümüzü hakikatlere kapatınca gün doğmayacak değil. Bodrum eninde sonunda bu acı gerçekle karşılaşacak. Çünkü işkembe-i kübradan atmıyorum; doğa bilimleri, istatistik, sosyoloji ve insanlık tarihi böyle diyor.
Kısa vadeli (günü kurtarmalık) acil önlemler neler olabilir? Herkes düşünmeli, önerilerini Belediye yetkilileri ve kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Mesela ilk açılışı ben yapmak isterim.
1- Öncelikle 10 adet ve yukarısı bağımsız bölümü olan siteler dışında, konutlardaki yüzme havuzları ve çim sulamaları yeni su kaynaklarına kavuşuncaya kadar yasaklanabilir.
2- Tüm çiçekçiler, fidancılar ve seracılar denetlenmeli, çok su isteyen ağaç ve süs bitkilerinin üretimi ve satışına sınırlama getirilmelidir. Kaktüs türlerine ağırlık verilmelidir.
3- Su tasarrufunu en kısa ve net olarak anlatan “Doğru Su Tüketim Kılavuzu” hazırlanmalı ve her konuta imza karşılığı teslim edilmelidir. Bu kılavuzda su sorunu, beklenen tehlike istatistiklerle açıklanmalı ve akabinde musluk kullanımı, duş alma, bulaşık, çamaşır yıkamaya kadar her şey madde madde anlatılmalıdır. Uyulmadığı taktirde sularımızın sürekli kesileceği hatırlatılmalıdır.
4- Kaçak kuyular ve artezyenler tespit edilip kapatılmalıdır.
5- Belediyemiz billboardlar başta olmak üzere tüm iletişim araçlarını kullanarak halkı bilinçlendirmeli ve uyarmalıdır.
6- Az kullanana indirim, çok kullanana iki üç kat zamlı tarife uygulamak üzere su sayaçları ve yazılımlar yeni şartlara uyarlanmalıdır. Yeşil fatura: Az kullanan aboneye çok ucuz, sarı fatura: Çok kullanana iki kat ücret, kırmızı fatura: Çok fazla kullanana dört kat ücret uygulamasına geçilirse en az %30 tasarrufu öngörüyorum. Hodri meydan denemesi bedava.
7- Milli Eğitim ile işbirliği yaparak tüm ilk ve orta dereceli okullarda uygulamalı olarak su tasarrufu anlatılmalıdır.
Bunlar acil, kısa vadeli önlemlerdir, çoğaltılabilir. Önemli olan harekete geçmek.
Orta ve uzun vadeli önlem ve yatırımları inşallah haftaya yazalım.
Hoşça kalın.
Susuz kalmayın.