Sosyal medyadaki eylem ve durumlar da, aynen yüz yüze fiziki hayatta olduğu üzere suç oluşturabilir. Sosyal medyadaki hakaret, sövme, tehdit gibi kişiye karşı suçlar, aynı nitelikte suçlardır ve elbette ki, karşılığında hukuk sisteminde, cezai yaptırımları vardır. Eğer birisi size sosyal medyada hakaret ediyorsa, o kişinin kimliği tespit edilerek yasal işlem başlatılabilir. Sosyal medya platformlarında, hakaret, sövme veya tehdit içeren paylaşımların savcılık şikayetine konu edilmesi halinde, paylaşımın sahibi hakkında, suç isnadı ile cezai soruşturma açılması mümkündür.
Sosyal medya, ülkemizin yoğun gündemli zamanlarında bilindiği üzere, daha çok daha kullanılmaya başlanıyor. Bu nedenle, sosyal medya kullanıcılarının, bu alandaki tuzaklara karşı, daha uyanık olması gereken bir zamana da giriş yapıyoruz.
Bu tuzaklar, artık profesyonel şekilde hazırlanıyor ve yasal süreçler ise, bu tuzaklara alet ediliyor. Burada profesyonel dolandırıcılar, sahte mizansenler ve belgeler düzenlenmek suretiyle kişilerin maddi ve manevi zarara girmesine yol açılıyor. Bu tuzakları detaylı anlatmak gerekirse, öncelikle sosyal medya üzerinden, mizansen görseller, videolar yayınlanarak toplumun çeşitli kesimlerini, farklı hassasiyetler üzerinden provoke eden paylaşımlar yapılıyor. Bu paylaşımların ardından, provoke olan kesimden bir kısım kişiler, sosyal medya üzerinden sözlü tepkilerini gösterdiklerinde, bu sözlü tepkiler bazen hakaret, sövme veyahut tehdit içerikli olabilecek sözlü saldırı olarak nitelendirilebiliyor. Ancak çoklukla bu sözlü tepki içerikleri Türk Ceza Kanunu anlamında, aslen bir suç olarak değerlendirilmese dahi, tuzağı hazırlayanlar, bunun suç teşkil ettiğine dair kişiyi ikna ediyor ve sahte avukatların banka hesap numaraları paylaşılarak, kişilerden ‘’uzlaşma’’ adı altında para alınıyor.
Bu paralar, ortada hiçbir savcılık şikayeti mevcut değilken, sahte uzlaşma belgeleri gönderilerek, talep ediliyor. Bu düzenekteki tuzağın en can alıcı noktası ise, bu paralar tamamen yasal olmayan bir süreç üzerinden ödendiği için, sonrasında gerçekten savcılığa suça ilişkin bir şikayet yapıldığında, yeniden ve bu kez gerçekten yasal süreçler üzerinden yeniden kişinin yargılanması söz konusu olabiliyor. Ayrıca, tuzağı hazırlayanın manevi tazminat talep etme hakkı da ayrıca mevcut. İşte bu tuzağa bir kez düşün kişi ciddi bir maddi ve manevi kayıp süreci yaşıyor.
Bu tuzakların provokasyon içerikleri bazen kadın haklarına yönelik ve asla kabul edilemeyecek insanlık dışı bir paylaşım olabilirken, ya da başka bir kesimi de dini inançlar üzerinden zorlayan paylaşımlar olabiliyor.
Toplumun her kesimine yönelik damara basma amaçlı paylaşımların sahte mizansenler ile dolandırıcılar tarafından yapılmış olabileceği göz önünde bulundurarak sosyal medyanın kullanılması, özellikle ülkenin yoğun gündemli zamanlarında bu tuzaklardan korunmak için, önemli bir gerekliliktir.